Uzun
süredir takip ettiğim genç bir yetenek var. Grafik tasarımcılık yapıyor, ayrıca
kaliteli bestelere imza atıyor. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
mezunu. İlk single çalışması olan "Ayaz" şarkısını müzik piyasasına
sundu, işini ciddiyetle yapan bir isim Vedat Cengiz Öntürk. Henüz yolun başında
ama basamakları çabuk atlatacağına inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve bu kez
teybimi mesleğinde ümit vaat eden bir yeteneğe uzattım.
Öncelikle
“Ayaz” single hayırlı olsun. Single'nı konuşmadan önce okuyucularımıza
kendinden, hobi ve fobilerinden bahseder misin? Hayatında olmazsa olmazların
nelerdir?
Güzel
dileklerin için çok teşekkür ederim. Çok kısa olarak hemen kendimden
bahsedeyim. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden
mezunum. Grafik tasarım üzerine çalışmalarım oluyor. Sanatı; insan hayatındaki
birtakım zorlukları hafife indirgeyen, hatta çoğu zaman üstesinden gelen büyük
bir güç olarak görüyorum. Bir nevi terapi benim için.
Hobilerime
gelince; Ben hobilerini mesleğe dönüştürebilen şanslı kişilerdenim galiba. Her
ne kadar sanıldığı kadar büyük bir maddi getirisi olmasa da insanın sevdiği
alanlarda bir şeyler üretmesi kadar büyük bir zenginlik olamaz diye
düşünüyorum. Müzik için en büyük hobim diyebilirim. Bunun yanı sıra resim
yapmak, şiir yazmak ve maske yapmanın dışında sevdiğim çizgi sinema
karakterlerinin figür oyuncaklarını biriktirmek gibi bir tutkum var. Antika
veya vintage ipli kuklalara karşı da büyük bir zaafım var. Aynı zamanda tüm bu
saydıklarım olmazsa olmazlarımdır.
Fobilerim ise yükseklik korkum ve sosyal fobim
var
“Ayaz”
single çalışmalarınız nasıl geçti? Kimlerle çalıştınız? Hangi isimler teşekkürü
hak etti?
Sözü ve
müziğini yazdığım “Ayaz” adlı şarkımda müzikalitesine çok güvendiğim iki
değerli müzik adamıyla çalışma fırsatı buldum. Şarkımın Aranjesi çok sevdiğim
müzisyen arkadaşım Can Tosun'a ait. Kayıt, mix ve masteringler ise, elektronik
müziğin en başarılı ve cesur temsilcilerinden biri olan Erol Temizel'e ait.
Aynı zamanda Erol Temizel bu albümün yapımcılığını da üstlendi. Bu iki değerli
isimle çalışmanın gururunu sanırım bir ömür üzerimden atamam. Öncelikle
donanımlarıyla şarkıma kattıkları değer için ve her şeyden önemlisi bu sektörde
dürüst kalmayı başarabildikleri için her ikisine de minnettarım.
“Ayaz” şarkısının klip hikayesini anlatır
mısınız?
Aslında
şarkımı tamamladıktan sonra klip için uzun bir süre bekleme evresine girdim.
Malum maliyetli işler. Gerek ailemin desteği, gerek kendi kazandıklarım ve
klipte emeği geçen arkadaşlarımın desteği ile nihayet klip çekimini
gerçekleştirebildik. Klibin yönetmenliğini Abdullah Ertuğral, görüntü
yönetmenliğini ise yakın arkadaşım Mehmet Turgut Yerli üstlendi. Aysu Bolat'ın
oyunculuğuyla renk kattığı çekimlerimizin tümü 14 saatte tamamlandı. Klibi
Üsküdar'daki Plato'da çektik. Montajımızı ise Abdullah Eltuğrul nezlinde “Pre
Prodüksiyon” iş birliği ile gerçekleştirdik.
Nasıl bir
ailede büyüdünüz? Sizi biraz geçmişe götürmek isterim, çocukluğunuza ait
unutamadığınız bir anınız var mı?
Bunun için
bir koltuğa uzanmam gerekmez mi? (Gülüyor) Öyle anlatmaya değer gördüğüm bariz
bir anı aklıma gelmiyor. Ama her çocuk gibi bende doksanlı yılların o mahalle
arkadaşlıkları ve oyunları ile iç içe büyüdüm. Eve girmek bilmezdik. Kar yağdığında
ise Acıbadem'in dik yokuşundan poşetlerle kayardık. Kartopu savaşları yapardık.
Hiç birimiz teknolojiye bağımlı değildik. Çünkü bildiğimiz tek teknolojik ürün
“tetris ve atariden” ibaretti. Dolayısıyla bu durum bizi şimdiki nesile göre
daha sosyal, daha özgür ve daha yaratıcı kılıyordu. Kısacası mutluyduk!
Bize biraz
müzik geçmişinizden bahseder misiniz? Müziğe nasıl başladınız?
Müziğe çok
küçük yaşlarda org çalarak başladım. Sonra ergenlik çağında gitara heves ettim.
Çok fazla geliştirme fırsatım olmasa da kendi bestelerimde bana az çok kolaylık
sağlayabilecek kadar bir şeyler tıngırdatıyorum diyebilirim. Tabii ki gerçek
bir enstrümanistle kıyaslanmanın olasılığı bile yok. Sadece amatörce bir durum
benimki.
Müzik
sektöründe ön plana çıkmak için ses dışında görüntünün de önemli olduğunu
düşünüyor musunuz?
Görüntüden
kasıt fiziki özelliklerse bunun başarıyla doğru orantılı olacağına çok fazla
inanmıyorum. Başarı varsa ortada bir şekilde yerini bulmalı diye düşünüyorum.
Sadece her kesin kendine has bir tarzı ve duruşu olması yeterli olacaktır. İlla
büyük tasarımcılarla çalışıp hiç ait olmadığın bir kalıba, birileri tarafından
sokulmak değil kastettiğim. Bazen fazla bohem ve salaş bir giyim tarzı da kendi
içinde aura yaratabilir. Kişinin hayata karşı nasıl durduğuyla doğru orantılı
olmalı. Giysi bizim hayata karşı duruşumuzun ön fragmanı gibidir. Kişiye has
özellik taşımıyorsa modanın kölesi olmaktan öteye gidilemez. Ayrıca ben
sokaktaki herhangi bir insanın bile kendi tarzının olması gerektiğine inananlardanım.
Sadece görselliğin ön planda olduğu işler için geçerli bir durum değil.
Müzik
dünyasında radyocuların ne gibi bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Radyocular
şarkıcılara mı şarkıya mı öncelikle önem veriyor?
Radyolar
sabahtan akşama kadar hiç dinlemediğim dört beş kişinin şarkılarını ısrarla
döndüren bir kutudan farksız benim için. Tabii ki çok istisna ve başarılı
birçok müzisyene de yer veriliyor. Çok başarılı radyo programcıları ve
kanalları da mevcut. Ama istisnalar ne yazık ki kaideyi bozmuyor. Hal böyle
olunca uzun zamandır radyo kanallarını pek takip etmiyorum. Hatta şarkım
çalınıyor mu çalınmıyor mu onu bile bilmiyorum (Gülüyor). Senelerdir dinlediğim
tek bir radyo kanalı var o da “Radyo Eksen”. Zaten günümüz teknolojisiyle
tercih ettiğimiz her şey bir tık ötemizde. Haliyle radyolardan ziyade dijital
medya üzerinden çok daha etkin bir dinleyici kitlesi olduğu da bir gerçek.
İnsanlar dayatılmış olanı dinlemek yerine, dijital bazı platformlar üzerinden
kendi hür iradesiyle seçimini zaten yapabilmekte.
Türk pop
müziğini nasıl görüyorsunuz? Şarkılar çabuk eskiyor, çok çalışmak sürekli
üretmek mi gerekiyor? Ne yapmalı ayakta kalmak için?
Dinleyici
olarak tercihlerinizi doğru yaparsanız bir ömür dinleyebileceğiniz birçok isim
mevcut. Her alanda olduğu gibi hızlı tüketim durumu müzik sektörünü de
etkiliyor. Ya günü kurtarmalık hit sloganların peşinde koşacaksınız ya da, daha
cesur davranıp yapmak istediğiniz müziğin peşinde koşacaksınız.
Ülkemizde
müzik piyasasının son durumu hakkındaki görüşleriniz neler?
Günümüzün
hit müzik mantığı beni çok cezbeden bir durum değil. Slogan ve atarlı söz
trafiği benim anlayışımın çok uzağında. Dinleyici az olsun ama öz olsun. Yeter
ki hiç bir kaygı gütmeden sevdiğim türleri deneye bileyim istiyorum. Kolay anlaşılır
düz mantıktaki sözlerden artık bıktık. Aşkı bile anlatmanın bin türlü yolu
varken hep aynı yolun izlendiğini görmek bir dinleyici olarak canımı sıkmıyor
değil. Fakat günümüz isimleri arasında işini çok iyi yapan ve kalıcı olmayı hak
eden çok başarılı isimlerde var. Mabel Matiz, Sena Şener, Nada, Aynur Aydın vb.
Birçok ismin kendine özgü tarzına hayranım mesela.
Gelişen
teknoloji piyasayı canlandırıyor mu yoksa 90'lı yıllarda daha mı başkaydı müzik
dünyası?
Gelişen
teknolojinin avantajları da var dezavantajları da. Bir iyi yanı sosyal mecrada
kendinizi gösterme fırsatı bulabiliyorsunuz. Çalışmalarınızı duyurabilmek için
genç müzisyenler için çok önemli bir mecra diye düşünüyorum. Olumsuz etkileri
ise albüm satışlarının önünde çok büyük bir engel teşkil ediyor oluşudur. Kar
amacı gütmüyorsanız bence büyük bir nimet.
Müzikteki
hedefiniz nedir?
Dinlemekten
en keyif aldığım müzik türü olan “rock müzik” enstrümanları ile “electronik
soundları” birlikte harmanlayarak yola devam edebilmek.
Müzik
piyasasındaki genç isimleri nasıl buluyorsunuz? Genç şarkıcılar ve grupları
başarılı görüyor musunuz? Kendinize rakip olarak gördüğünüz isimler kimler?
Rakip
görmek için kendinizi bir işletme olarak görüyor olmanız lazım. Henüz o
mertebeye erişebilmiş değilim.(Gülüyor) O sebeple rakip görmek yerine gıpta
ettiğim ve zevk alarak dinlediğim çok isim var. Mabel Matiz, Aynur Aydın, Ayşe
Saran, Nada, Sena Şener, Derin Sarıyer. Yüz yüzeyken konuşuruz gibi isimleri
çok beğenerek takip ediyorum. Bunun dışında dinlemekten diğer zevk aldığım dev
isimler arasında Şebnem Ferah, Hande Yener, Özlem Tekin, Teoman, Vega,
Pentagram, Tarkan vb. Saymakla bitmez.
Yabancı
müziklerden örnek verecek olursam; “Depeche Mode , Muse, Radiohead, LP, Oscar
And The Wolf, Cure, Joy Division, Pixies, Daft Punk, Jay Jay Johanson” gibi
rock ve elektronik bileşenli grupları dinlemekten hoşlandığımı söyleyebilirim.
Vedat
Cengiz Öntürk’ün idolü var mıdır? Düet yapmak istediğiniz bir sanatçı var mı?
Çok
beğendiğim ve takip ettiğim yerli yabancı her tür tarzdan çok isim var. Fakat
düet yapmayı hiç düşünmedim. Onun yerine “Disney filmi” seslendirmeyi daha çok
isterdim.(Gülüyor)
Hareketli mi yoksa slow parçalar mı daha değerli?
Şahsi
fikrim her zaman Depresif Mood’daki türlerden yana. Bu diğer türlerin değersiz
olduğunu göstermez elbette. Her tür duyguya hitap edebilmeli müzik. Hepsine
ihtiyaç var.
Enerjin güzel, heyecanlandırıyorsun beni!
Hande Yener'e benzetiyorum seni: Doğal, başarılı ve iddialısın.
Hande Yener
gibi çok değer verdiğim bir sanatçıya benzetiyor olman bana gurur verir ama
Hande hanıma biraz haksızlık olur diye düşünüyorum. Kendisini çok değerli
bulduğumu belirtmek isterim. Özellikle bir dönem yaptığı elektronik tarzdaki
cesur girişimi hala beni derinden etkilemektedir. Erol Temizel ile bir araya
gelişiminde yegâne sebebidir. Tabii ki biz daha önce Hande hanımın yaptığı şeyi
tekrar etmedik ama Erol Temizel ve Hande Yener birlikteliği benim hala özlemini
duyduğum bir müzikal oluşumdur.
Müzikal
tarzınız nedir?
Alternatif
popta diyebiliriz, elektronik popta.
Vedat Bey,
bize bir gününüzü anlatın dersek neler anlatırsınız?
Vedat
Cengiz Bey, vampir gibi yaşar. Geç yatar geç kalkar. Geceyi bir şeyler
yaratabilmek adına çok iyi kullandığımı düşünüyorum. En iyi resimler veya
şarkılar gece çıkıyor nedense. Gün içinde ailemle gezmeyi severim.
Evcimenimdir. Çok gerekmedikçe sosyal ilişkilerde bulunabilen biri değilim.
Kadına,
çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddette artış, endişelendirmiyor mu?
Kadına,
çocuğa, hayvana veya eşcinsellere yönelik tüm saldırılar insanlığımıza yönelen
bir saldırıdır. Ve bu saldırıları meşru kılabilecek hiç bir gerekçe olamaz.
Şuan da
sahne aldığınız bir yer var mı? Sahnede en çok kimlerin şarkılarını söylemekten
zevk alırsınız?
Sahne alma
bazlı bir düşüncem olmadı bu işe girişirken. Ben sadece hayallerimin peşinden
gitmek istedim. Hayalim de, odamda kendi başıma yaptığım işleri daha
profesyonel bir hale getirip insanların beğenisine sunmaktı. İlerde
düşüncelerimde neler değişir bilemiyorum.
Sosyal
Medya ile aranız nasıl? Takipçileriniz sizinle ilgili haberlere, sahne
takviminize nerelerden ulaşabilir?
Sosyal
medyayı sık kullanıyorum ama daha çok tanıdığım arkadaşlarım ve dostlarımdan
seçtiğim kişiler mevcut listemde. Öyle listesi kabarık biri değilim. Müziğimle
ilgilenen beğenen olursa “Vedat Cengiz Öntürk” diye aratmaları yeterli olur.
Çok
teşekkür ederim. Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Bende
teşekkür ederim. Çok keyifli bir sohbetti. Bu benim ilk röportajım oldu. Hiç
unutmayacağım bu anı.(Gülüyor)
Yaş-Boy-Kilo:
Hissettiğim yaştayım (Gülüyor) boyum: 178 cm, kilom: 68 kg
Burcunuz:
Terazi
Tuttuğunuz takım: Fenerbahçe
En sevdiğiniz renk: Sarının turuncuya yakın tonları
Ne tür müzik dinlersiniz: Alternatif rock, alternatif pop, indie. Elektronik müzik türlerinden; New wave, ambient, future bass, barok pop gibi daha depresif türler ilgimi çekiyor.
En sevdiğiniz şarkı ve nedeni: Şebnem Ferah Can Kırıkları ve Depeche Mode Enjoy The Silence
Tuttuğunuz takım: Fenerbahçe
En sevdiğiniz renk: Sarının turuncuya yakın tonları
Ne tür müzik dinlersiniz: Alternatif rock, alternatif pop, indie. Elektronik müzik türlerinden; New wave, ambient, future bass, barok pop gibi daha depresif türler ilgimi çekiyor.
En sevdiğiniz şarkı ve nedeni: Şebnem Ferah Can Kırıkları ve Depeche Mode Enjoy The Silence
Yaptığınız
en büyük çılgınlık: Müzik yapmak (gülüyor)
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Neler alınmaz ki
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: İyi ve adil bir insan olmaya çabalaması yeterli olur
Şu an ruhunun olmak istediği yer: Başka bir gezegen (gülüyor)
İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: TLC Büyük Tasarımlar, İz tv, Sinema kanalları ve çizgi film kanalları dışında pek ilgimi çeken program yok.
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Ailem ve arkadaşlarım
Hayvan besliyor musunuz: Aynı evi paylaştığım çok hayvan dostumuz oldu; “Kedi, köpek, kuş” gibi. Şu sıralar aynı evi paylaştığımız bir canlı yok. Dışarıdaki dostlarımız var sadece.
Karşı cinste hoşlandığın tip: Nefes alsın yeter (Gülüyor)
Aşk her şeyi affeder mi: Kısa ve net olacak ama tabii ki hayır
Benzetildiğiniz biri var mı: Var ama sağ olsunlar hoş adamlara benzetildim hep. O hoş adamlara ayıp olmasın diye söylemeyeceğim
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Neler alınmaz ki
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: İyi ve adil bir insan olmaya çabalaması yeterli olur
Şu an ruhunun olmak istediği yer: Başka bir gezegen (gülüyor)
İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: TLC Büyük Tasarımlar, İz tv, Sinema kanalları ve çizgi film kanalları dışında pek ilgimi çeken program yok.
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Ailem ve arkadaşlarım
Hayvan besliyor musunuz: Aynı evi paylaştığım çok hayvan dostumuz oldu; “Kedi, köpek, kuş” gibi. Şu sıralar aynı evi paylaştığımız bir canlı yok. Dışarıdaki dostlarımız var sadece.
Karşı cinste hoşlandığın tip: Nefes alsın yeter (Gülüyor)
Aşk her şeyi affeder mi: Kısa ve net olacak ama tabii ki hayır
Benzetildiğiniz biri var mı: Var ama sağ olsunlar hoş adamlara benzetildim hep. O hoş adamlara ayıp olmasın diye söylemeyeceğim
Fobilerin –
Hobilerin: fobilerim: Yükseklik korkum
var birde sosyal fobim
Hobilerim:
Film seyretmek, dvd ve oyuncak koleksiyonu yapmak ve mask yapmak
En büyük hayaliniz: Disney'in çizgi filmlerinden birinde tek kelimelik bile olsa dublaj yapmak
Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz: Beğendiğim yanım: İyi bir insan olmaya çaba göstermem
En büyük hayaliniz: Disney'in çizgi filmlerinden birinde tek kelimelik bile olsa dublaj yapmak
Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz: Beğendiğim yanım: İyi bir insan olmaya çaba göstermem
Beğenmediğim
yanım: Dengesiz bir ruh halimin oluşu
Sizi en
mutlu eden iltifat hangisi? Her insan gibi güzel olan her söz beni mutlu eder.
Fotoğraflar:
Abdullah Eltuğral – Sermin Apti – Berk Abravcı
Röportaj:
Murat Fırat
Yorumlar
Yorum Gönder