Ana içeriğe atla

Şehit Eşi Rolden Çıkamadı


Özel kuvvetlerde Yüzbaşı olarak görev yapan Serdar Yıldırım, hain bir pusu sonucu 16 silah arkadaşını kaybeder. Telsizleri kapatarak yaptığı operasyonun ardından görevden alınır. Gizli bir görev için, seçkin asker ve polislerden oluşan özel bir T.İ.M’in başına geçmesi istenir. Görevi kabul eden Serdar Yıldırım, T.İ.M ile birlikte şehit olan silah arkadaşları, aileleri ve ülkeleri için çetin bir mücadeleye girerler.

“T.İ.M” filmin hikâyesi nedir?
16 silah arkadaşını hain bir pusuda kaybeden Özel Kuvvetlerde görevli Yüzbaşı Serdar Yıldırım, telsizleri kapatarak yaptığı operasyonun ardından görevden alınır. Ülkemiz üzerine planlanan oyunları gören devletin birimleri devletin en üst kademesinden aldığı özel izin ve emirlerle gizli bir görev için, seçkin asker ve polislerden oluşan özel bir T.İ.M‘in başına geçmesini ister. Görevi kabul eden Yüzbaşı, T.İ.M ile birlikte şehit olan silah arkadaşları, aileleri ve ülkeleri için çetin bir mücadeleye girer.

Filminin senaryosunu hazırlarken hangi noktalara dikkat ettiniz?
Senaryoyu yazarken ben ve ekibim yazılı, görsel ve sosyal medyaya yansıyan gerçek olaylar topluluğundan esinlendik. Senaryodaki hikâye ve hikâyeleri gerçeğe yakın bir şekilde beyaz perdeye aktarabilmek için senaryo üzerinde çok fazla araştırma yaparak hazırladık.

“T.İ.M” filminin çekimleri nerede yapıldı? Ne kadar sürede çekimler bitti?
Filmimizin çekimleri İstanbul'da Çatalca, Arnavutköy, Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa yapıldı. Çekimleri yaklaşık 1,5 ay gibi bir sürede tamamladık.

Filmin kadrosunda kimler yer alıyor? Filmde hangi karakterler hayat bulacak?
Filmimizde birçok yeni yüzle birlikte, tiyatro ve dizilerden tanıdığımız o isimler de var. Filmin başrollerinde benimle birlikte senaryo ekibimde bulunan, Emre Uzun, Barış Can Sağır'ın yanı sıra Hatice Kalit, Adem Muriç gibi genç arkadaşlarım var. Filmimizin tecrübeli isimleri ise dizi ve filmlerden tanıdığımız Vural Yayan, Selahattin Bel, Kahraman Tayfur ve Miraç Sevsay.

TİM'imizin kurucusu Müsteşarı rolünde Vural Yayan, TİM'imizin baş düşmanlarından Lawrence karakterini Selahattin Bel, onun adamlarından Ahmet Bin Yasef karakterini Kahraman Tayfur ve David karakterini Miraç Sevsay canlandırdı. Bunun yanı sıra BJK Kadın Bayan Basketbol Takım Kaptanı, gerçek hayatta da eşim olan Esra Erden Atacan filmde de eşimi canlandırdı. Desteklerinden dolayı özellikle eşim olmak üzere emek veren herkese teşekkür ederim.

Filmin gelirini nasıl değerlendireceksiniz?
Gelirin bir kısmını filmimiz daha proje aşamasındayken ekibim ile kararlaştırdığımız gibi üç farklı derneğe bağışlayacağız. Bunu söyleyip söylemek konusunda çok kararsızdım fakat filmden sadece maddi beklentimiz olmadığının bilinmesini istiyoruz. Bu yola gerçekten hayalim olduğu için benim gibi hayali olan insanlarla çıktım ve filmi büyük özveriyle hayata geçirdik.

“Rolden çıkamadım, rolün etkisinde kaldım” şeklinde bir psikolojiye giren oyuncular oldu mu?
Filimizin başında şehit olan komutanımızın eşini canlandıran Melike Balçık rolden çok etkilenmişti. Hem ekibi ve hem de çekim aşamasında bizleri seyreden çevre halkını da etkisi altına alarak çok duygusal anlar yaşadı.

En çok zorlandığınız sahne ne oldu?
Suda çekim yaptığımız sahnelerde zorlandık. Çünkü hava çok soğuktu. Bununla birlikte içine girmek zorunda kaldığımız su çok kirli ve bulanıktı. Ama son derece başarılı bir şekilde ve hiçbir sıkıntı yaşamadan sahneyi çektik.              

Çekimler sırasında oyuncular arasındaki uyum nasıldı? Bize biraz T.İ.M’in setinden ve oradaki atmosferden bahseder misiniz?
Ana karakterler yani TİM'deki arkadaşlarımız zaten filmin senaryosu beraber yazdığımız arkadaşlarımızdı. Bununla birlikte diğer oyuncularımız da bizlere çok yardımcı oldular ve uyum içinde çalıştık. Harika bir ekiple çalıştık. Güzel bir enerji ve uyum yakaladık. Buradan tüm ekime, oyuncularımıza çok teşekkür ediyorum.

Sinema salonunda genellikle karşılaştığım en olumsuz olay, iddialı bir filmi izlerken yarısına bile gelmeden izleyicinin salonu terk etmesi! “T.İ.M” filmi yayınlandığında böyle bir durumla karşılaştığınızda tepkiniz ne olur?
Türkiye‘de sinema izleyicisi artık çok bilinçli. Her filmin farkı bir izleyici kitlesi mevcut. Sonuçta insanlar sinemaya gitmek için belli bir ücret ödüyorlar ve güzel bir yapım seyretmek istiyorlar. Filmimiz konu olarak sürükleyici ve seyir zevki güzel bir yapım oldu. Bununla birlikte bu film genç bir ekiple, çok emek harcanarak yapılmış bir film, zaten bunu anlayan seyircilerimizin filmin yarısında çıkacağını düşünmüyorum. Tabii beğenmeyenler olabilir ve sinemadan çıkmak isteyenler olursa da saygıyla karşılarım.

“T.İ.M” filmindeki oyuncu kadrosu dışında yönetmen koltuğunda kim oturdu, senaryo yazarı kim, yapımcı, ışıkçı, makyöz kamera arkasında yer alan herkesi merak ediyorum?
Yönetmenlik koltuğunda başarılı kısa metraj filmleri ile adından söz ettiren Onur Yiğit oturuyor. Görüntü yönetmenimiz sektörün usta isimlerinden Ercan Durmuş.  Senaryosunu oyuncularımızdan Emre Uzun, Barış Can Sağır ve yardımcı yönetmenimiz İsmet Müstecep ile birlikte ben yazdım. Kamera arkasına gelince yüzde yirmisi tecrübeli ve işinde çok başarı isimlerden oluşan, geride kalan yüzde sekseni ise gencecik, ilk işleri olmasına rağmen, ileride sektörde adından söz ettirecek bir ekip ile çalıştık.

Toplumun hangi kesimine seslenmek istediniz?
Vatanını, milletini seven herkesi bu filme bekliyoruz.

“T.İ.M” filminin 2-3 serisi çekilir mi?
Aslında filmin senaryosunu yazmaya başladığımızda öyle bir düşüncemiz yoktu. Dürüst konuşmak gerekirse film çekmek çok kolay değil, hem emek, hem maliyet açısından çok zor. O yüzden seyirciden olumlu bir tepki almanız gerekmekte, bizde bu enerjiyi seyirciden alırsak neden olmasın…

Film yayınlanmadı ama yakın çevrenizden izleyenlerin tepkisinden memnun musunuz?
Yakın çevremizden gerçekten çok güzel tepkiler alıyoruz. Çünkü bizi tanıyan ve bilenler ne kadar zor şartlarda bu filmi çektiğimiz ve ne kadar emek verdiğimizi biliyorlar. Dürüst konuşmak gerekirse çok iyi bir iş çıkardığımızı söylüyorlar bu söylemlerde bize kuvvet veriyor.

Avrupa sineması vampirler, zombiler, hayaletler, mumyalar üzerine kurulu. Türkiye’de bunların yerini komedi, korku ve dram filmleri yer alıyor, sebebi nedir?
Vampirler, zombiler, mumyalar açıkçası bizim inanç ve kültürümüzde pek fazla yer almadığından o tarz filmler yapılmıyor olabilir o yüzden yapımcılar daha çok bizim kültürümüze uygun komedi, korku ve dram filmlerine yöneliyorlar.

Sinema izleyicisine söylemek istediğiniz?
29 Haziranda tüm sinemaseverleri sinema salonlarına bize destek olmaları ve izlemeleri için bekliyoruz.

Röportaj: MURAT FIRAT

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Andaç’ın Hayatını Tarihi Akordeon Değiştirdi.”

Uzun zamandır takip ettiğim yetenekli bir sanatçı var. Sahne Sanatları Opera & Şan eğitimi almış, zamansız şarkılara imza atıyor. Yapmış olduğu çalışmalarla dikkatleri üzerine çekip, adından sıkça söz ettiriyor ve mikrofon kendisine uzatıldığında, hiç çekinmeden mesleği hakkında iddialı açıklamalarda bulunuyor: Adım adım güzel bir kariyer inşa etmek istediğinden bahsederken! Beni en çok etkileyen sözleri ise; “Çocukluğuna özlem duyup, geçmişe yolculuk yaparak aktardığı anılarıydı.” Mesleğinde henüz yolun başında ama basamakları çabuk atlayacağına inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve bu kez sözü mesleğinin ümit veren bir yeteneğine bırakıyorum. En son ne zaman kendine, kim olduğunu sordun. Andaç desem, bize neler anlatırsı n? Sanıyorum 2 sene evveldi. Birçok kişi gibi hayallerim ve bir amacım var. Gerçekleştirmek için de belirlemiş olduğum bir motto, yol var. Ne zaman ki, bu yoldan, yan yollara girmeye başlıyorum; o zaman kendime kim olduğumu soruyor, ne istediğimi, hayallerimi...

Ebru'yla Evliyken Emre'ye Aşıktım

Teoman'ın "Yavaş Yavaş" albümünde İrem Candar'la düet yaptığı "Bana Öyle Bakma" şarkısının sözlerinde "Bana öyle bakma anlayacaklar, ikimize karşı bu dünya bizi anlamayacaklar" dediğinde Ahmet ve Emre gibi birçok Lgbti bireyinin hayatını özetlemişti. İlk görüşte aşka inanır mısınız bilmem ama Ahmet ve Emre ilk görüşte birbirlerine âşık olanlardan, sosyal medya üzerinden tanıştılar ve Ahmet askere gidene kadar hiç ayrılmadılar. Eğer aşk asker de başkaysa bunun asıl sebebi Emre'nin kuşkuya yer vermeyecek derecede Ahmet'te sadık olmasıydı! Sonrasın da ne mi oldu? Askerliği bitirip işe başlayınca Ahmet evlendi hayır yanlış okumadınız! "Toplum Baskısı" yüzünden Ahmet'de evlendi. Tanışma hikayenizi dinlemek isterim? Emre ile sosyal medya üzerinden tanıştık sohbeti çok hoşuma gitmişti belli bir süre sonra yüz yüze görüşmeye karar verdik. Bundan 7 yıl önce bir Ağustos akşamı parka görüşmeye gittim ve nasıl birisiyle karşıla...

"Sınıf arkadaşlarım soyunma odasında taciz ettiler"

Barış ve Yağız'ın hikayesi 4.5 yıl önce sosyal medya aracılığı ile kısıtlı kelimelere sıkışmış samimi bir kaç söz ve gecenin bir yarısı Yağız'ın kapıya dayanmasıyla başladı... Birbirlerine hala ilk günkü gibi aşık olan Barış ve Yağız'la aşk, eşcinsellik, aile hayatları, hiv-aids'in eşcinsel bireylerin lanetiymiş gibi yansıtılmasını kısacası toplumun beyninde aykırı olan her şeyi konuştuk. Ne zaman gay olduğunuzu fark ettiniz? Barış: Altıncı sınıftaydım, bizim sınıftaki bir çocuktan hoşlanmıştım, sürekli onunla bağ kurmaya, konuşmaya hatta oyun oynamaya çalışıyordum. Yağız: Aslında hep farkındaydım, yaşım el verdiğinden bu yana. Lise döneminde kabule geçtim ve daha rahat nefes almaya başladım.  Aileniz cinsel yöneliminizi biliyor mu? Barış: Hayır bilmiyorlar. Annem sanki hissediyor ama konduramıyor.  Yağız: Evet  Babanız sizinle ilgilenmediği için mi böylesiniz? Barış: Hiçbir alakası yok gayet ilgili bir babaydı. Yağız: Aksine fazla ilgili bir ...