"Radyoda
Bi' Şarkı" ile müzik listelerinde hızla yükselişe geçen Nilgül, hakkında
merak edilenleri, kariyeriyle ilgili planları ve hala devam eden projelerini
bizlerle paylaşıyor.
Merak edenler için soruyorum: Nilgül kendini anlatabilir
misin?
İzmir’liyim. 3 kız
kardeşin ortancasıyım. Evli ve bir çocuk annesiyim.
Bize biraz müzik
geçmişinizden bahseder misiniz? Müziğe nasıl başladınız? Şarkıcı olmak en büyük hayaliniz miydi yoksa
tesadüf eseri mi giriş yaptınız?
Kendimi
bildim bileli şarkı söylüyorum. İstanbul’da çalışmaya başladıktan sonra çeşitli
sanatçılara vokal yaptım. Ve o dönem TMC müzik ile tesadüfen tanıştık ve albüm
macerası başlamış oldu.
“Radyoda Bi’ Şarkı” single çalışmalarınız nasıl geçti?
Kimlerle çalıştınız? Hangi isimler teşekkürü hak etti?
Son
şarkım “Radyoda bi’ şarkı”nın sözü müziği Zeki Güner’e ait, aranjesini Hakan
Yeşilkaya hazırladı ve mix-masteringini Tarık Ceran yaptı. Klibi İbrahim Mert
Gider çekti, şarkımızda Pasaj müzikten yayınlandı. Hepsine defalarca teşekkür
ettim ama bir kez de buradan çok teşekkür ediyorum. Fazlasıyla içime sinen bir
çalışma olmasını sağladıklar.
6 yıl aradan sonra ´´Radyoda
Bi’ Şarkı`` adında bir single çıkardınız. Bu
muhteşem şarkının bir hikâyesi var mı?
Özel
bir hikâyesi yok! Sadece uzun bir aranın ardından geldiği için çok
değerli.
"Radyoda
Bi’ Şarkı"
şarkınız 6 yıllık farkı kapatacak mı? Ve tekrar müziğe ara verecek misiniz?
Açıkçası
açık kapatır mı kapatmaz mı bilemiyorum. Hiç öyle şeyleri düşünen, planlayan
biri değilim. Stratejik değilim yani. Hayat böyle gelişti ve kendiliğinden bu
kadar ara oldu. Bilerek de bu kadar ara vermiş değilim, aslında. Hoş, ara
verdiğim dönemde bile müzik hayatımda hep vardı. İkinci plana atılmış değildi
hiç. Bir daha bu kadar uzun aralar olacağını sanmıyorum.
6 yıl gibi uzun bir aranın
ardından müzik piyasasına dönüş yaptınız. Müzik camiasında "olumlu -
olumsuz" ne gibi değişimler gözlemlediniz?
Müzik
piyasası daha çok dijitale dönmüş durumda. Bunun avantajları olduğu kadar,
dezavantajları da var. Öyle ya da böyle bizlerde bu oluşuma ayak uydurmak ve dâhil
olmak zorundayız. Çünkü bütün Dünya’da böyle... İnsanlar çok çabuk ulaşıp, çok
çabuk tüketebiliyorlar her şeyi. Bu koşullar içinde klasik olabilmek günden
güne zorlaşıyor. Her şeyde olduğu gibi müziğe de kolay ulaşılabildiğimiz için bir
parça değersizleşip, önemsizleşiyor!
“Radyoda Bi’ Şarkı”
şarkısının klip hikayesini anlatır mısınız?
Sevgilisinin
ardından acı çeken bir kadının hikâyesi.
''Radyoda
Bi’ Şarkı"
singleniz dinleyiciden nasıl tepkiler alıyor? Geri dönüşlerden memnun musunuz?
Geri
dönüşler süper! Şimdiye kadar hiç olumsuz bir şey duymadım. Çok mutluyum bu
yüzden. İnsanlar beni gerçekten özlemiş ve daha fazla dinlemek, konserlerde
görmek istiyorlar.
Oğlunuzun müziğe
ilgisi var mı? İleride profesyonel olarak yapmak isterse destek olur musunuz?
Ömer
müzik dinlemeyi çok seviyor, özellikle yabancı şarkıları ilgisini çekiyor.
Oğlumun yaşı çok küçük ama müziği seçerse tabii ki desteklerim.
Eşinizle tanışma
hikayeniz nedir?
Bodrum’a
çalışmak için gittiğim bir yaz tanıştık eşimle, sonra da hiç ayrılmadık. Tam 15
yıldır birlikteyiz.
Eşinizi kıskanır mısınız?
Eşimi
kıskanacağım bir durum hiç olmadı, yani buna neden olacak şeyler yapmaz eşim.
Ama bir hatası olursa elbette kıskanırım. Gerçi yapı olarak öyle kuşkulanan,
kısıtlayan birisi değilim. Mesela eşim 15 günde bir arkadaşlarıyla dışarı çıkar
ve sabaha karşı eve gelir. Arayıp neredesin diye sormam bile! Yapacak olan
insan dört duvar arasında bile yapar. Evliliğin temelini karşılıklı saygı ve
güven oluşturur, sevgi bana göre 3. sırada kalıyor.
Piyasada
evlilikler erken bitiyor, Evlilik sanat dünyasına aykırı mı?
Sanatla
birlikte evliliğin yürümesi zor. O dünyayı bilen, sizi çok iyi tanıyan ve size
çok güvenen biri olursa eşiniz, evlilik yürür.
Şöhret işimin getirisi…
Cover şarkılar
albümlerinizde ilgi görmüştür, şarkı seçimi yaparken nelere dikkat edersiniz?
Şarkı
seçimi yaparken sadece kalbimin dinliyorum. Ve kalbim beni hiç yanıltmadı.
Müzik camiasını
nasıl değerlendiriyorsunuz? Hala Nilüfer - Sezen Aksu - Ajda Pekkan
dinliyoruz...
Şarkıların
çok hızlı tüketildiği bir dönemdeyiz. O yüzden gözden kaçan, hak ettiği ilgiyi
göremeyen şarkılar ve şarkıcılar var. Tabii ki şişirilmiş şarkılar ve
şarkıcıları da unutmayalım.
Nilgül için
''şöhret" ne anlama geliyor?
Şöhret
işimin bir getirisi sadece. Hiç şöhret odaklı olmadım. Sadece şöhretli olmak
için türlü oyunlar, kavgalar ve yalanlar söylemedim. Yani ben dinleyicimi hiç kandırmadım!
Elbette sevilmek, beğenilmek çok güzel duygular ama benim için aslolan şarkı
söylemek. Ve insan olabilmek.
Kadına, çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddette artış,
endişelendirmiyor mu?
Bu
toplumda yaşayan bütün kadınlar gibi çok üzülüyor ve endişeleniyorum şüphesiz.
Cezaların arttırılması ve iyi hal indiriminin uygulanmaması gerekiyor.
Caydırıcı ağır cezalar olmalı ve uygulanmalı. Bu konuda annelere çok iş
düşüyor. Sevgi dolu bir ailede yaşayan, her canlıyı seven ve önemseyen,
herkesin yaşam hakkının var olduğunu bilen çocuklar yetiştirmeliyiz. Tabularla,
ayıplarla, yasaklarla çocuk yetiştirmenin sonuçlarını yaşıyoruz hepimiz. Ayıp, günah
ve yasak gibi kavramların tümünün yeniden sorgulanıp inşa edilmesi gerekli bu
toplumda. Hırsızlık yapmak, dedikodu etmek ve iftira atmak ayıp! Herhangi bir
canlıyı öldürmek, ağzı dili olmayan canlılara zarar vermek, senden güçsüz ve savunmasız
çocukları istismar etmek, kadınlara izni olmadan dokunmak yasak! O kadar çok
şey var ki söylenecek, umarım en kısa sürede gerekli yasalar çıkar ve
uygulanır.
“Hit potansiyeli arabada belli olur” diye bir söylem
vardır, sizce doğru mu?
Bilmem
hiç denemedim.
Hareketli
mi yoksa slow parçalar mı daha değerli?
Şarkının
temposundan çok duygusu önemli. Ama ben slow şarkıları dinlemeyi ve söylemeyi
daha çok seviyorum.
Günümüzdeki müzik
camiasında bütün yük sanatçıların sırtında! Albümü hazırlayan, klibi çeken
sanatçı "Sadece" basımını yapıp dağıtan müzik şirketi! Gerçektende
müzik şirketlerinin bir önemi kaldı mı?
Haklısınız.
Daha hakkaniyetli olması gerek bu paylaşımın. İki taraf da sömürülmemeli.
Herkes hakkını alabilmeli. Tabi eskisi kadar önemli değil artık hangi şirketten
şarkı yayınladığınız. Gittikçe yapımcı faktörünün kalmayacağını düşünüyorum bu
konuda. Ama bu daha özgür, bağımsız müzisyenlerin de çoğalması demek. Bu açıdan
sevindirici. (Gülüyor)
Piyasada ki kartelleşme
için ne düşünüyorsunuz?
Öyle
bir kartelleşmeyi hissetmedim. Belki de benim bağımsız bir kişilik olmamdan
dolayı! Hiçbir güce, kişiye, topluluğa ait değilim. Yapım da buna müsait değil.
Müzikte
prensiplerin var mı? Ya da bu tarzda asla söylemem dediğiniz şarkılar?
Asla
söylemem dediğim bir tarz yok ama asla söylemeyeceğim dediğim bazı kelimeler
var. Ve hatır gönül için, sırf etiket olsun diye, kişiliğini onaylamadığım
birinin şarkısını söylemem. Kendi beğenmediğim bir şarkıyı sırf tutsun diye de söylemem.
Mutlaka benim sevmem gerekiyor o şarkıyı.
Müzik sektörünün bel
kemiği...
Türk pop müziğini
nasıl görüyorsunuz? Şarkılar çabuk eskiyor, çok çalışmak sürekli üretmek mi
gerekiyor? Ne yapmalı ayakta kalmak için?
Çok
güzel şarkılar olduğu gibi, birbirinin aynı, berbat yorumlanmış ve sadece
tutsun diye yapıldığı çok belli olan şarkılar ve proje şarkıcılar var elbette.
Ama onlar her dönem vardı ve olmaya da devam edecekler. Bu kaçınılmaz bir durum.
İyiler zaten uzun vadede kendini belli ediyor, kalıcı olanlar da onlar olacak
tabi. Evet çok çalışmak ve devamlı üretmek gerekiyor ama üretebilmek için de
zaman zaman sadece izlemek, biriktirmek nadasa çekilmek gerekli. Yoksa kendini
tekrara düşebiliyor sanatçı. Bu ikisini dengeleyebilmek sanırım asıl mesele.
Müzik dünyasında
radyocuların ne gibi bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Radyocular şarkıcılara
mı şarkıya mı öncelikle önem veriyor?
Müzik
sektörünün bel kemiğidir radyolar. Şarkıcılara mı şarkılara mı daha çok önem
verdiklerini tam olarak bilemem tabi. Ama belli bir kaliteyi her zaman koruyan
herkesi çalıyorlar gördüğüm kadarıyla. Kayırılan şarkıcılar olabilir, kişisel
ilişkilerini profesyonellikle karıştıranlar da olabilir ama son sözü her zaman
dinleyici söyler. İstedikleri kadar dayatsınlar bir şarkıyı ya da şarkıcıyı,
halk sevmemişse unutulur gider. Kaldı ki çok da haksız desteklenen, haksız
ödüller verilen insan olmuştur sektörde, şimdi neredeler? İlahi adalet er ya da
geç tecelli eder.
Müzik sektöründe ön plana çıkmak için ses dışında
görüntünün de önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabii
ki önemli. Görsel bir iş yapıyoruz sonuçta. Ama bu sadece bizim sektörümüz için
geçerli değil. Her işte önemli. Kişinin kendisine ve diğer insanlara gösterdiği
saygıdır netice de bu.
Nilgül’ün idolü var mıdır? En çok kimleri dinlersiniz ve
düet yapmak istediğiniz bir sanatçı var mı?
Sevdiğim,
beğendiğim, ilham aldığım pek çok şarkıcı var. Ama idolüm diyebileceğim tek bir
insan yok. Marc Antony ile düet yapsam şahane olurdu. (Gülüyor)
Profesyonel kariyerinizde ki en büyük ders?
Bugüne
dek öğrendiğim en önemli ders, kendi kararlarını kendin vereceksin ve her zaman
kalbinin sesini dinleyeceksin. Ve kendin için düşündüğün cover’ları başka
arkadaşlarına söylemeyeceksin. Sonra kendileri düşünmüş gibi senden önce
okuyuveriyorlar! (Gülüyor)
Şarkılarınızı ilk kime
dinletirsiniz?
Şarkılarımı
ilk eşime dinletirim.
Şarkıcılığınız hakkında çevrenizden en sık
duyduğunu sözler neler?
Dinleyen
hemen herkes sesimde özel bir tınının olduğunu ve bunun kalbe dokunduğunu,
etkilediğini söylüyorlar. Avaz avaz, bağıra bağıra şarkı söylemediğim için
beğendiklerini söylüyorlar. Özellikle birebir, çıplak sesimi duyanlardan daha
çok duyuyorum bu yorumu. Belki şarkıların çok içine girip hissettiğimi,
hissediyorlardır.
Genç
meslektaşlarınıza en çok hangi konuda tavsiye verirsiniz? Başarılı bulduğunuz
isimler?
Benim
kendi oğlumda dâhil hep söylediğim bir şey var, “Kanatların var ve dilediğin
yere uçabilirsin”. Kimsenin hayallerinize, umutlarınıza dokunmasına,
karışmasına izin vermeyin. Şu an sahip olduğumuz tek hayatımız var ve nasıl
yaşanacağını sadece kişinin kendisi bilir. Tabi kimseleri kırmadan, hak yemeden,
bileğinin hakkıyla, mücadele ederek.
Son
zamanlarda en çok Merve Özbey’i ve Kalben’i beğeniyorum.
Kliplerde neden
bu kadar cinsellik teması kullanılıyor? Bazı şarkıcıların 20 klibinden 15'i
yatakta çekilmiş...
Çünkü
klasiktir cinsellik ve şiddet her zaman dikkat çeker. En azından rakiplerinin
arasından sıyrılabilmek için en kestirme yol budur. Bu tamamen kişisel bir
tercihtir. Kişi bunu taşıyabilecekse, istiyorsa ve alıcısı da varsa sanırım
bize bir şey demek düşmez. Beğenmiyorsak seyretmez, dinlemeyiz.
Fit ve genç kalmanızın sırrı?
En
başta genetik geçmişim var. (Gülüyor) Çok az yemek yemem, çok su içmem, hiç yerinde
duramayan, hiperaktif bir tip olmam ve en önemlisi, kimse hakkında kötü düşünmeyip,
herkesin iyi olmasını istemem, dedikodudan, haksızlıktan, bütün ayrıcalıklardan,
adam kayırmacılıktan uzak durmam olabilir.
Nilgül hanım, bize bir gününüzü anlatın dersek neler
anlatırsınız?
Sabah
07.30’da başlıyor gün. Ömer’i okula gönderdikten sonra, kahvaltımı yapıyorum,
günlük gazetelere göz atıyorum ve yapılacak işler varsa onları bitirmeye
çalışıyorum. Uzun yıllardır, haftanın 3 günü yoga yapıyorum. Saatini kendime
göre ayarlıyorum. İşim yoksa arkadaşlarımla buluşup bir kahve içiyorum ama en
çok kendi başıma gezmeyi seviyorum. En çok gezdiğim yerler ise tüm kitap evleridir,
beni bir kitapçıda bulabilme ihtimalleri oldukça fazla. (Gülüyor) 16.30 Ömer’in
okuldan gelme saati, çok önemli bir işim yoksa muhakkak ben karşılarım oğlumu. Onun dersleri,
banyosu, akşam yemeği, yatma saati derken, maalesef çok vakit kalmıyor
televizyon izlemeye. Ömer’i yatırdıktan sonra elime mutlaka bir kitap alıp,
yatmaya geçiyorum. Ve çoğu zaman kucağımda bir kitapla sızıyorum.
Sosyal Medya ile aranız nasıl? Takipçileriniz sizinle
ilgili haberlere, sahne takviminize nerelerden ulaşabilir?
Sosyal
medyada maalesef çok aktif değilim. Ama bana nilgulofficial İnstagram ve
nilguleroglu Twitter - Facebook’tan ulaşabilirler. Bütün gelişmeleri oradan
paylaşacağım.
Fanlarınıza
söylemek istedikleriniz?
Hayat
kısa, kimsenin hayatı sizinkinden daha önemli ya da değerli değil. Ve bu
dünyadaki kısıtlı vaktinizi kendinizi geliştirecek, dönüştürecek şeylere açın.
Varoluşumuz itibariyle hepimiz çok değerli ve önemliyiz. Her zaman yüreğinizin
sesini dinleyin.
Yaş: Yaşsız bir insanım.
Boy-Kilo: 1.72 - 57
Tuttuğunuz takım: Beşiktaş
En sevdiğiniz renk: Mavi ve siyah
Ne tür müzik dinlersiniz: Klasik caz
En sevdiğiniz şarkı ve nedeni: Moon River- Tiffany’de Kahvaltı filminin sound track’i. Filmini de çok severim.
Yaptığınız en büyük çılgınlık: 22 yaşında İzmir’den İstanbul’a taşınmak.
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Her şeyi göze alabilirim.
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: Kendi gibi olması ve iyi bir insan olması yeterli.
Şu an ruhunun olmak istediği yer: İzmir
İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: TV izlemeyi sevmiyorum. Ama denk gelirsem TLC’deki dekorasyon programlarını izlemeyi seviyorum.
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Oğlum Ömer
Hayvan besliyor musunuz: Hayır
Aşk her şeyi affeder mi: Hayır affetmez
Tuttuğunuz takım: Beşiktaş
En sevdiğiniz renk: Mavi ve siyah
Ne tür müzik dinlersiniz: Klasik caz
En sevdiğiniz şarkı ve nedeni: Moon River- Tiffany’de Kahvaltı filminin sound track’i. Filmini de çok severim.
Yaptığınız en büyük çılgınlık: 22 yaşında İzmir’den İstanbul’a taşınmak.
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Her şeyi göze alabilirim.
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: Kendi gibi olması ve iyi bir insan olması yeterli.
Şu an ruhunun olmak istediği yer: İzmir
İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: TV izlemeyi sevmiyorum. Ama denk gelirsem TLC’deki dekorasyon programlarını izlemeyi seviyorum.
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Oğlum Ömer
Hayvan besliyor musunuz: Hayır
Aşk her şeyi affeder mi: Hayır affetmez
Fobilerin :
Korktuğum bir şey yok.
Hobilerin: Kitap okumak, astroloji, dikiş
dikmek.
En büyük hayaliniz: Dünyayı gezmek
Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz: Merhametli, adil olmamı, yalan söylemememi severim. Çok aceleci olmamı ve çabuk sinirlenmemi sevmiyorum.
Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz: Merhametli, adil olmamı, yalan söylemememi severim. Çok aceleci olmamı ve çabuk sinirlenmemi sevmiyorum.
Sizi en mutlu eden
iltifat hangisi: Bir
arkadaşımın annesi “Senin kalbin uyanık kızım” demişti. Çok sevmiştim bu ifade
ediş biçimini. Gerçekten öyle olmasını umuyorum.
Röportaj: MURAT FIRAT
Yorumlar
Yorum Gönder