Merhaba
sevgili okurlarım bu röportajımda yakışıklı ve başarılı oyuncu İbrahim
Muratoğlu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Genç yaşına rağmen emin
adımlarla basamakları çıkan Muratoğlu: Şarkı söyleme tekniğini "Kamuran
Akkor"dan, oyunculuk eğitimini ise "Meral Kontrat, Anta Toros ve
Engin Çağlar"dan alıyor. Ayrıca "Gelecek Vaad Eden Jön" ödülüne
layık görülen yakışıklı oyuncu, kariyer hedefinde ise "Dünya Starı
Olmak" istediğini
açıkladı.
Merak edenler için soruyorum: İbrahim
Muratoğlu kendini anlatabilir misin?
Öncelikle çok
teşekkür ediyorum, İbrahim Muratoğlu 17 Nisan Diyarbakır/Bismil doğumlu. 5
kardeşten 4. numarayım ben. 5 yaşından itibaren İstanbul’a yerleşmişiz. İlk,
orta ve lise tahsilimi burada yaptım. Şimdilerde ise Anadolu Üniversitesi Türk
Dili ve Edebiyatı 3.sınıf’ta Halen eğitimime devam ediyorum. Bunların yanı sıra
7-8 yıldır aktif bir şekilde sporla uğraşıyorum. Şan, müzik ve oyunculuk eğitimlerime
ara vermeden devam ediyorum.
Nasıl bir ortamda
yetiştiniz, nerede büyüdünüz?
Güzel, sıcak ve
kalabalık bir aile ortamında yetiştim. İstanbul’da büyüdüm.
Karakterinizin en
belirgin özellikleri neler? Küçüklüğünüzden beri sahip olduğunuz bir takıntınız
ya da alışkanlığınız var mı?
Karakterimin en
belirgin özellikleri arasında tezcanlı, sıcakkanlı ve neşeli biri olmam
geliyor. Takıntı ve alışkanlıklarımı sorduğunuzda aklıma ilk gelen şey aşırı mükemmeliyetçiyim
diyorum artık gerisini siz düşünün. Beni yani İbrahim Muratoğlu’nu diğer
insanlardan ayıran en büyük özelliğim parmak izimdir. (Gülüyor)
"Kamuran
Akkor" gibi usta bir sanatçıdan şarkı söyleme tekniği üzerine eğitim
alıyorsun. Kamuran hanımdan "Sahne ve Sanat" adına neler öğrendin?
O kadar şanslıyım
ki bu konuda! Sevgili Kamuran Akkor zaten Kıvanç abiminde manevi annesi,
dolayısıyla bizler bu anlamda güzel işler yapabilmek adına bir araya geldik.
Çünkü Türkiye’nin en önemli Assolist’i ile çalışmak ondan bir şeyler öğrenmek
gerçekten çok gurur verici bir duygu. Onun nefesinden tutun, oturup kalkması
şarkı söylemesine kadar her şeyini gözlemliyorum. Bir kere görgü adap sahne
duruşu insanlarla göz göze gelip şarkı söyleme vs her şeyi onun o asil
duruşundan kendime paye çıkarıyorum diyebilirim.
Pera Güzel
Sanatlardan "Şan Eğitimi" Kamuran Akkor'dan "Şarkı söyleme
tekniği" eğitimini alıyorsun, önümüzdeki dönemde müzikal anlamda neler
yapmak istiyorsun?
Şunu belirtmek
istiyorum öncelikle sizlere, ben mesleğime ve kendime yatırım yapıyorum. Bu
eğitimleri alıyor olmam illaki şarkıcılık yapacağım anlamına gelmez. Lakin
önüme öyle bir senaryo gelir ki benim orada şarkı söylemem gerekebilir, işte o zaman
bu aldığım eğitimin bilgilerini orada yeri zamanı gelince kullanırım.
Çok şanslısın
"Meral Kontrat, Anta Toros ve Engin Çağlar" gibi oyunculukta devrim
yaratmış sanatçılardan "oyunculuk eğitimi" alıyorsun. Usta
sanatçıları eğitim alabilmek için nasıl ikna ettin yoksa onlar mı sende ki
oyunculuk yeteneğini fark ettiler?
Allah’a şükürler
olsun galiba bu konuda şanslıyım. Çünkü hayallerim teker teker gerçekleşiyor.
Kıvanç Terzioğlu’nu biliyorsunuz Film-San Vakfı’nın Genel Müdürü ve bende onun
Yeğeni olarak onu gururlandıracak tarzda yaşıyor ve her şeyime dikkat ediyorum.
Sevgili Engin Çağlar, Meral Konrat ve Anta Toros ile tanışmam Kıvanç abimin
vasıtasıyla oldu. Sonrada gerisi geldi. Onlardan farklı farklı şeyler
öğreniyorum. Bilgi ve birikimleri o kadar çok fazla ki geçmişi onlardan
öğrenerek sanat hayatımın ileriki yıllarına sayelerinde ışık tutuyorum.
Formda ve sağlıklı
kalabilmek için neler yapıyorsunuz? Destek aldığınız bir yaşam koçunuz var mı?
Açıkçası az öncede
söylediğim gibi günde en az 2 saat spor yapıyorum, uyku düzenime ve beslenmeme
aşırı derecede dikkat ediyorum. Kısacası ben kendi kendimin yaşam koçluğunu
yapıyorum.
Türkiye, Azerbaycan
ve Kazakistan'da sinema filmleri çekimine başlayacaksın. Sır gibi saklanan
projelerden, birazcıkta olsa kopya vermeni istiyorum. (Gülüyorum)
(Gülüyor) Doğru çok
yakında Türk- Azeri ve Kazak dostlarla projelerimiz başlıyor. Şimdiden ön
çalışma ve hazırlıklarımızı yapıyoruz ama gerçekten toteme inanıyorum. Ve totem
yapıp daha fazla bilgi ve açıklama yapamıyorum. Bekleyelim görelim. (Gülüyor)
Lütfü Kırdar Kongre
ve Sergi Sarayında düzenlenen Evlilik Fuarında usta Terzi "Şinasi
Günaydın"ın hazırladığı "Karizmalar Defilesi"nde podyuma
çıktınız. Hayatımızda ilklerin yeri çok özeldir, podyumda olmak nasıl bir
duygu? Devamı gelecek mi?
Evet hayatımın ilk
podyum deneyimini Usta Terzi Şinasi Günaydın ile yaşadım. Karizmalar
Defilesinde Türkiye’nin Önde gelen usta, duayen ve başarısına başarı katmış
büyük isimlerle birlikte (Erol Köse, Nurcan Sabur, Hakan Solaker, Orhan Kural,
Kıvanç Terzioğlu, Şebnem Schaffer, Burhan Akdağ, Ahmet Selçuk İlhan, Süheyl
Uygur, Yavuz Seçkin gibi) podyuma çıktım.
Gerçekten onur ve gurur verici bir deneyim oldu benim içinde, o günkü
heyecanım inanın ki tavan’dı. Devamı ancak bundan daha büyük bir proje gelirse
olur diye düşünüyorum.
Sarıyer Belediyesi
ve Tango Turizm'in sponsorluğunda, lösemi tedavisi gören ve kimsesiz çocuk
yuvasındaki çocuklar için yapılan etkinlikte "Gelecek Vaad Eden
Oyuncu" ödülünü aldın. Yolun başında özel bir ödüle layık görülmek nasıl
bir duygu? Bekliyor muydun bu ödülü?
Gerçekten
beklemiyordum çok şaşırdım ve heyecandan elim ayağıma karıştı. Gelecek vaad
eden oyuncu ödülünü sanat hayatımın başında almak ve buna layık görülmek benim
omuzuma daha da büyük bir yük ve misyon yükledi. Sanat hayatımda daha da
ilerlemek ve zirve için baş koyduğum bu yolda yürümek Ve başarıma başarı katmak
İçin çok daha fazla çalışarak buna layık olmaya çalışıp bu yolda yürürken
kimsenin yüzünü eğdirmeden (Başta ailem ve Kıvanç abimin) İbrahim Muratoğlu
markasını oluşturmaya çalışacağım.
Hedefim Dünya Starı Olmak
Sanat Koçluğunu
"Film-San Vakfı" Genel Müdürü "Kıvanç Terzioğlu" üstlenmiş
durumda! Kıvanç Bey "sanat camiası" adına fazlasıyla donanımlı bir
menajer ve "sanat camiası"nda çok sevilen bir isim, basamakları emin
adımlarla çıkarken "Terzioğlu"nun ne gibi etkisi oluyor?
Öncelikle şunu buradan
hemen söylemek istiyorum. Akraba olmak demek her daim akrabanı koruyup kollamak
demek değildir. Kıvanç Terzioğlu’nun akrabam olması benim için zaten ayrı bir
gurur ve onur. Sanat camiasına bugüne kadar birçok isme imza atmış biri olarak,
bana kol kanat germesi benim bu dikenli ve çetrefilli yolda yürürken önümü
açması ve bana her konuda destek olması takdire şayan bir durum. Kıvanç abime
huzurlarınızda çok ama çok teşekkür ediyorum. Onun sayesinde sanat camiasında
daha dik daha onurlu ve daha başarılı bir şekilde ilerliyorum. Bana abiliğinin
dışında sanat koçluğumuda üstlenmesi ve bana yol haritamı çizmesi benim için
bulunmaz bir nimet. Zaten ben Kıvanç Terzioğlu’nun yeğeniyim demek bile birçok
kapıyı açıyor. O benim abim, sırdaşım, dostum, akıl hocam kısacası. Allah ona
uzun ömürler sağlıklı yaşamlar nasip etsin. Ve benim başımdan eksik
etmesin.
Hedefinin
"Hollywood"a açılmak olduğunu açıklamışsın! Eğer bunu başarırsan
ülkemizin ilk dünya starı olacaksın. Bu konuda nasıl bir çalışma yürütüyorsun?
Evet doğru yıllar öncesinde
ve günümüzde bir çok sanatçımızın yurtdışına açılma girişimleri olmuş ve oluyor
da (Rahmetli Muzaffer Tema, rahmetli Ayhan Işık, Haluk Bilginer gibi) lakin ben
yılmadan yorulmadan vazgeçmeden bunu başaracağıma inanıyorum. Çünkü ben bu yola
zirve için çıktım. Zirveyi görmeden durmak yok. Benim tek hayalim ve arzum
Hollywood’da başarılı işler yapıp Ülkemi en güzel şekilde temsil etmek.
Küçüklüğümden beri birçok Hollywood starının hayatını okudum, inceledim ve
araştırdım. Benim onlardan ne eksiğim var diyerek, Kıvanç abimle birlikte yola
koyulduk. Şuana kadar aldığım tüm eğitimler İnan’ın ki Hollywood için, oraya gittiğimde
durmadan eğitimlere devam edeceğim. 7-8 yıldır dövüş teknikleri üzerine
çalışmalar yapıyorum. Bugüne kadar öğrendiğim tüm bilgi ve birikimlerimi, tüm
yeteneklerimi orada sergileyeceğim.
“Tutsak” filminin
diğer korku filmlerinden farkı nedir?
Bu filmin senaristi
sevgili Beyza Çimenot aynı zamanda yönetmenliğini de kendisi yaptı. Bu film
gerilim ve dram ağırlıklı güzel bir hikâye olduğu için dikkat çekecek. Bu filmin konusu, akıl hastanesinde geçiyor.
Doktor Doğan ve başhekim Halil var ve bunlar hastalara ilginç bir tedavi
yöntemi uyguluyor. Doktor Doğan ile Halil ve hasta bakıcılar dışında bu tedavi
yöntemini kimse bilmiyor. Öğrenimini yeni bitirmiş Doktor Serkan (yani ben) bir
yılı aşkın bir süredir bu hastanede çalışan biri. Hastanede yapılan tedavi şekli Dr. Serkan’ın
şüphelenmesine sebep oluyor. Devamını anlatmayayım, bakalım izleyip yorumu siz
yapın derim bence. (Gülüyor)
Canlandırdığınız
karakterin size en çok benzeyen yönü nedir?
Bana senaryo
geldiğinde okuduğumda, kendime çok yakın buldum Dr. Serkan karakterini. Dr.
Serkan doğruluk peşinde koşan, hak yemeyen, doğruların ortaya çıkması için
yapılan haksızlığa karşı göğüs geren savaşan bir kişi. Kısacası aynı İbrahim
Muratoğlu. (Gülüyor)
Hayatınız boyunca
kaç farklı karakter canlandırabileceğinize inanıyorsunuz?
Ben oyuncuyum.
Senaryosunu beğendiğim, her hikâyedeki karaktere rahatlıkla bürünebilir ve girebilirim.
Türkan Şoray Kurallarım
Yok!
Oyunculuğun sizi besleyen
tarafları neler?
Gerçekten en
sevdiğim işi yapıyorum. Geniş kitlelere ulaşmak çok güzel bir duygu. Sizi
sevenlerin, sizi örnek alanların olması, sizi alkışlayanların olması çok güzel.
Takdir edilmek kadar güzel bir şey yoktur herhalde.
Oyunculukta “Türkan
Şoray” kuralların var mı?
Türkan Şoray
hanımefendiyi çok sever ve hep beğeniyle, büyük bir hayranlıkla çocukluğumdan
beri izlemiş ve takip etmişimdir. Türkan Şoray kuralı denilince akla gelen ilk
şey “öpüşme ve sevişme” değil mi? Benim öyle kurallarım yok açıkçası lakin
benim şahsıma zarar verecek tarzda rollere girmeyi kabul etmem. ( Politik,
siyasi ve gay rolleri gibi)
Sinema, tiyatro ve
dizi… Çok mu farklıdır bu üç alanda oyunculuk?
Hepsi bir bütündür
aslında bence.
Sinema; biraz daha
fazla kalıcı, geleceğe bırakılan bir miras gibidir benim gözümde. Tiyatro;
oyuncunun seyirciyle birebir teması ve alkışların oyunun sonunda, anında
alındığı bir sanat dalıdır.
Dizi ise; popülerliğin
daha çabuk günümüzde yayılmasına ışık tutar.
Her ne kadar bir
bütünde olsa sanat, her oyuncunun gönlündeki ortak nokta seyirciyle
buluşmaktır.
Genç yaşına rağmen
çok disiplinli bir hayatı yaşıyorsun, bazen bıktığın veya pes ettiğin zamanlar
oluyor mu? Kendini nasıl motive ediyorsun?
Evet çok doğru
söylediniz. Çok teşekkür ediyorum, bu disiplinli yaşantımın dışarıdan fark
ediyor olması çok güzel. Bıkma ya da pes etme konusuna gelince, hedeflediğim
yolda yürürken önüme çıkan taşların, dikenlerin üzerinden geçeceğim. İşimi
yapmak beni zaten motive ediyor.
Senin gibi sanatçı
olmak isteyen yaşıtlarına neler önerirsin?
Bu işler gerçekten
kolay değil. Bir kere sanatçı olunmaz gerçektende sanatçı doğulur. Bende
sanatçı doğmuşum bunu farkına vardığımdan beri hedefimi belirleyip çıktım yola.
Eğitim en önemli faktör çünkü. İlk sorulan soru “Eğitimli misiniz? Kimden
nerden aldınız?” O yüzden yaşıtlarıma Eğitimi şart koşuyorum. Lakin içlerinde
bir cevher yoksa hiç bu işe soyunmasınlar.
Oyunculuktaki hedefin
nedir?
Oyunculuktaki
hedefim Hollywood ve Zirve.
Tiyatro Er Meydanıdır!
Ters köşe yapıp
iddialı rollerde oynar mısın?
Buradaki ters köşe
derken aksiyon dışı diyorsanız komedi vs oynarım. Az öncede dediğim gibi
siyasi, politik, gay rolleri gibi rollerde oynamam.
Sence tiyatro nedir
ve neden değerli? Dünya Tiyatro Günü hakkında ne düşüyorsun? Sence beklediği
önemi görüyor mu ve gençlerin tiyatroya ilgisi nasıl? Peki tiyatronun geleceği nereye gidiyor?
Tiyatro “Er
Meydanıdır”. Ben bazı günlerin sadece tek bir gün ile sınırlandırılmasını
sevmiyorum. (Anneler günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü vb) Bunlar zaten hayat
boyu özeldir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tiyatrolarını ve Devlet
Tiyatrosunun oyunlarını beğeniyorum lakin son dönemde sergilenen özel tiyatro
oyunlarını çok beğendiğimi söyleyemem. Devlet ve Şehir tiyatroları ve
Oyuncuları o kadar başarılı ki bence gereken ilgi ve önemi görüyor. Gençlerin
ilgisini görmekte gerçekten iç açıcı bir olay. Tiyatro’nun geleceğinden
umutluyum.
Sektörün her geçen
gün kötüye gittiği belirtiliyor, farklı bir sektörde ilerlemek varken neden
sahneleri tercih ettin?
Hayır buna
katılmıyorum. Günümüzde Türk Sinemamızda çok büyük atılımlar yapıldı yapılıyor
da. Bugün Cannes Film Festivalinde, Hollywood’da ve Dünyanın birçok yerinde
filmlerimiz ödül alırken ve yarışırken bunu söylemek yanlış olur bence. Ben
zaten Türk Dili ve Edebiyatı 3.sınıfta okuyorum ve Oyunculuk mesleğime ışık
tutan bir okulda eğitimime devam ederken sevdiğim baş koyduğum yolda ilerlemeye
devam ediyorum edeceğimde.
Hangi rollerde yer
almak istiyorsun?
Fiziksel
hareketlerin sınırları zorladığı Aksiyon Filmlerinde.
Başarılı olmuş Türk
oyunculardan en çok kimi örnek alıyorsun?
Hepsini sever
sayarım ama buradan örnek aldığım birisi yok.
Sanat size neleri
çağrıştırıyor?
Bence sanat gökte
bir kutup yıldızıdır. O yıldızla aranda bir bağ kurarsın, en kuvvetli bağı
kuran en iyi sanatı yapar. Sanat ilham ile yapılır, ilham ise akla gelmez
gönüle gelir. Gönlü güzel olanın sanatı da güzeldir.
Önümüzdeki yıllarda
kariyerin için neler yapmak istiyorsun?
Önümüzdeki yıllarda
kariyerimi zirveye taşımak ve markalaşmak adına zaten gerekli tüm eğitim ve
çalışmaları yapıyorum. Düzenli bir yaşam en büyük kalkandır.
Aşk hayatınız nasıl
ya da hayatınızda birisi var mı?
Aşk bambaşka bir
şeydir. Günümüzde çok basitleştirilmiş ama bence aşkı bir erkek için kadın,
kadın için erkek kalıbına koymayalım. Aşık olan insan; zerreden kürreye yani
yaratılmış tüm varlığa aynı nazar ile bakan saygılı ve sevgili kişidir.
Hayatımda bir kadın yok, çünkü şuan kariyerimin için çabalıyorum.
Son olarak
okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Bu soruyu duyunca
ilk aklıma gelen cevap sürekli köşe yazılarını okuduğum Sevgili Abim Kıvanç
Terzioğlu’nun son lafı olan Sağlıcakla Kalın ama Sevgisiz Kalmayın olacaktır.
Çok teşekkür ederim.
Buraya Çıkmanız Yasak!
Yaş-Boy-Kilo:
25 184 78
Beden: Pantalon
28-30 Üst Beden medium
Burcunuz:
Koç
Tuttuğunuz takım: Taraftar
değil tarafsızım
En sevdiğiniz renk:
Beyaz
Ne tür müzik
dinlersiniz: Kulağa hoş gelen her türü
En sevdiğiniz şarkı
ve nedeni: Edip Akbayram - Sokağın Tavanı Kadar nedeni
ise derdini ve sevgisini “Sokağın Tavanı” kadar derken sonsuzluğu işaret eder.
Felsefe ve Edebiyatı severim.
Yaptığınız en büyük
çılgınlık:
15-16
yaşlarındayken bir arkadaşımla Üsküdar’dan kız kulesine kadar yüzmüştük, tam
kız kulesine çıkmaya çalıştığımız sırada bir güvenlik görevlisi bizi fark edip
yanımıza geldi ve “Buraya çıkmanız yasak çocuklar, nasıl geldiyseniz öyle geri
gidin” dedi. Çok yorulmuştuk tüm hayallerimiz suya düşmüştü. Zar zor geri
dönmeyi başardık. Ve o gün bugündür bir daha kız kulesine hiçbir şekilde
gitmedim.
Sevdiğiniz için
neleri göze alırsınız: Kendim için bile göze alamayacağım
şeyleri.
Sizi sevenin sizin
için neler yapması hoşunuza gider: Beni sevdiğine beni
inandırması yeterlidir.
Şu an ruhunun olmak
istediği yer: Şuan olduğu yer.
İzlemekten keyif
aldığın TV programları neler: Soru Cevaplı Yarışma
Programları
Hayatta en çok
kıymet verdiğin insan: Annem
Hayvan besliyor
musunuz: Öncelikle şunu belirteyim hayvanları çok seviyorum
fakat evimde beslemeyi sevmiyorum çünkü onların özgürce kendi ortamlarında
yaşaması taraftarıyım.
Karşı cinste
hoşlandığın tip: Esmer
Aşk her şeyi
affeder mi: Affetmez. Zaten aşka benzettiğimiz kişi
kusursuz olmalıdır. Bir kusuru olan affedilecek bir hata ederse o gerçek aşk
değildir.
Benzetildiğiniz
biri var mı: Hayır yok.
Fobilerin –
Hobilerin: Fobim yok. Hobilerim ise Spor yapmak,
Seyahat etmek, şiir dinlemek ve müzik.
En büyük hayaliniz:
Dünya
Starı olmak
Kolay affeder
misiniz: Öncelikle şöyle diyeyim ben kolay silmem. Sildiğim
şeyide geri yazmam.
Kendinizle barışık
mısınız? Değiştirmeye çalıştığınız bir yönünüz var mı: Evet
tabii ki de kendimle barışığım ve Allah’a şükür değiştirmeye çalıştığım her
hangi bir yönüm yok.
Beğendiğiniz ve
Beğenmediğiniz huyunuz: Bende ikisi de aynı; Merhamet diyebilirim. Ey hıyanetten
daha zalim olan merhamet, merhameti yerine ve ehline etmezsen başın derde
girer. Bizde zamanında çok merhamet ettik şuan bu huyumuzu akıllıca kullanmaya
gayret gösteriyoruz.
Sizi en mutlu eden
iltifat hangisi: Birisi
bana sen iyi bir insansın dediği an mutlu oluyorum.
Çıkmak istediğiniz
defileler var mı: Büyük
bir proje olursa ancak o kadar.
Defilede her
kıyafeti giyer misiniz: İbrahim Muratoğlu’nu yanlış gösterecek
kıyafetler giymem.
Senin için en zor
olan fotoğraf çekimleri nedir, neden: Yaşamadan söylenmez.
Kişisel stiliniz
nedir: Tarz ve cool
olmak.
Yeni biriyle
tanıştığınızda ilk neye dikkat edersiniz: Gözlere ve
bakışlara. Çünkü gözler kalbin aynasıdır. Yalan söylemezler.
Ne tip insanlar
sizin için tehdit oluşturur: Riyakâr, bencil ve
yalancı tipler
Özgürlüğünüze ne
kadar düşkünsünüz: Çok düşkünüm.
Sizce aşk yalnızca
bir kere mi yaşanır: Aşk bir nesnedir ve sen aşkı kime
giydirirsen onda yaşarsın.
Gelecekte
yapılacaklar listenizin ilk üç sırasında neler var: Kendime ve Aileme Şehir’den uzak bir yerde
Bahçeli ev almak, Hollywood’da zirveye
çıkmak, Hac’ca gitmek.
Bana bu fırsatı
tanıdığınız için sizlere sonsuz teşekkür ediyorum.
Not: Sevgili Kıvanç Terzioğlu’na teşekkür ederim.
Röportaj: MURAT
FIRAT
Yorumlar
Yorum Gönder