Ana içeriğe atla

Berzah: "Olmazsa Olmazım MÜZİK"

"Kayıp Şehir" şarkısıyla başarılı bir çıkış yakalayan Berzah, müzik piyasası ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.

Merhaba Berzah Bey nasılsınız, okuyucularımıza biraz kendinizden, hobi ve fobilerinizden bahseder misiniz? Hayatınızda olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Olmazsa olmazım müzikti her zaman, yaşadıklarım, dertlerim, sevinçlerim sözlerim oldu dermanıysa müzik. Eğer prodüksiyon aşamasında kendiniz yapıyorsanız hobilere gerçekten yer kalmıyor hayatınızda. Bazen müzik yapmadığım zamanlar boş geçen zamanlar gibi geliyor. Sonra ertesi günü tamamen stüdyoda geçiriyorum bazen bir şeyler çıkıyor bazen bununla harcadığım 8-9 saatim kendimi geliştirdim en azından şeklinde devam ediyor. Fobim; yükseklik ve uçak diyebilirim, fobi değil de pek haz etmiyorum kendilerinden.

Müzikal yolculuğunuz nasıl başladı?
12 yaşında arkadaşlarımla bir grup kurmuştuk. O zamanlar bateri çalıyordum. Grup dağıldı herkes bir şekilde devam etti, ben davulumla bir başıma kalınca müzik yapma programlarını kurcalamaya başladım, bu programlar konusunda bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum hemen çözebiliyorum. Eskiden tabi öğretici videolar yoktu, kendi kendimize çözüyorduk. Sonradan  bir dönüş gerçekleştirip rap altyapıları yapmaya başladım çok güzel paralar kazanıyordum o zamanlar... Şimdiki bu Türk soundlarını o zamanlarda yerleştiriyordum. Tabi sonradan arabesk rap’le bozdular bunu benim ki daha masumdu.

''Kayıp Şehir" single çalışmanız nasıl başladı? Kimlerle çalıştınız? Hangi isimler teşekkürü hak etti?
Kayıp Şehir şarkısını ben 2013 yılında yazmıştım aslında ‘’Git‘’ ten bile eski bir şarkımdı. O zamanlar biraz daha batı müziği tadındaydı. Cem Coşkun’la beraber şarkıyı yeniden düzenledik. Final aşamasında Suat Aydoğan ritimleri değiştirdi, daha pop ve daha zengin bir hal aldı, klarneti lise arkadaşım Hasan Dağlar çaldı kendisi Halil Sezai ile çalışıyor genelde oradan tanıyor piyasamız birazda, Doğukan Şenyaylar keza aynı şekilde liseden arkadaşım çello tarafını o üstlendi, Kadir Ak’ta Kayıp Şehrin Neyzeni teşekkürü hak eden çok kişi var bir büyükte  kayıp şehrin belediye başkanı babama, kendisi 17 yıl boyunca Milliyet gazetesinde de çalışmıştı bu röportajı duyunca ekstra sevindi. Albümün de tüm masraflarını üstlendiğine göre en büyük teşekkür kolumda imzasının dövmesi bile olan babama gelsin. (Gülüyor)

''Kayıp Şehir" şarkısına klip çektiniz, klibin hikayesi nedir?
Klip benim düşündüğümden çok farklı oldu aslında normalde klipte ben çok az gözükecektim bale yapan çok tatlı bir kızımız vardı fakat bazı nedenlerden kaldırmak zorunda kaldık, zorlu bir süreçti aslında fazlasıyla problem oldu sonuçtan ne kadar memnunum bilemiyorum ama hikâye olarak Berzah yine belli ki bir üzülüp isyan etmiş (Gülüyor) bir süre daha böyle üzüleceğiz sanırım kliplerde.

''Kayıp Şehir" singleniz dinleyiciden nasıl tepkiler alıyor? Geri dönüşlerden memnun musunuz?
Henüz bir tane bile kötü yorum almadım. Herkes ‘’- bu nasıl bir şey ne tarz oluyor bu ‘’ şeklinde daha çok tarz ne bu şarkının kısmında kalıyorlar. Sonuçlar beklediğim gibi, ‘’ - iyi olan bütün müzikleri dinlerim ‘’ diyen kitleyi hedef almış durumdayım. Baktığımız zaman gayet de iyi gittiğini söyleyebilirim. Güvendiğim birçok müzik listesinde 10’dan girip 4’e kadar yükselmiş durumda.

Popüler bir söz yazarının bestesiyle albüm çıkarmak varken söz ve müziği size ait bir şarkıyla çıkış yaptınız. Risk almak gözünüzü korkutmadı mı?
Ben bu konuda çok gözü kapalıyım gerçekten. Çok fazla söyledim. Başkasının yazdığı sözü okuyamam ya da onun enerjisine giremem gibi geliyor. O benim hikâyem değil ben gerçeklikten besleniyorum o yüzden en korktuğum şey âşık olamamak sanırım ilk sorudaki fobi kısmına ekleyebilirim bunu da, ne zaman hissedemem ne zaman hislerime tercüman olamam o zaman belki gidip popüler birinden şarkı alabilirim. Ben bir süre daha sözlerinde düşünülmesi gereken adam olarak kalacağım. Düz yazamıyorum, denedim. Bir şeyi anlatacaksam onu hislere değecek şekilde anlatmalıyım. ‘’ Küllerim de yok kemiklerim de sade noksan ‘’ dediğimde küllerinden doğan Anka kuşu benzetmesini ben söylemedikçe kimse anlamaz sanırım. (Gülüyor)
                                                                                                                                       
Bir şarkının hit olacağını anlamak mümkün mü?
Slow şarkı hit olmaz algısı çok var, yapsana şöyle bir cuppa cuppa şarkılardan tepkisini o kadar çok alıyorum ki, sırf onlar sussun diye yaptım öyle şarkı, tepkiyi alır almaz al bak yaptım diyorum, çıkarsana bunu o süpermiş. Ama hit şarkı halkla orantılı bir şeydir. Hit bir şarkı yapmak için toplumda tam ortayı hedef alıp öyle atış yapmak gerekir. Herkesin anlayacağı düşünmeyeceği şarkılar hit oluyor ülkemizde. Yani aslında hit şarkıyı anlamak çok kolay. Popüler demek iyi demek değildir.

Müzik adına neler yapmak istiyorsun? Şu an yapmak istediklerinin neresindesin?
Şunu çok net söyleyebilirim ‘’ - Bu işi yapmak çok zor! ‘’ tabi ki kolay olduğunu hiçbir zaman düşünmedim ama bu kadar zor olduğunu gerçekten bilmiyordum. Yaşadığım duyguları sözlere dökerek yalnız değilsiniz bizde geçtik bu yollardan, ölmedik diyorum aslında... Müziği hala bir meslek olarak görebilmiş değilim ama ben çok sevdiğim şeyi yapıyorum. Hedefim olabildiğince buna devam etmek çok yükseklerde gerçekten gözüm yok. Kalitemi bozmadan ilerlediğim her adım benim için en güzel kazançtır.

Müzikte prensiplerin var mı? Ya da bu tarzda asla söylemem dediğiniz şarkılar?
Metallice dinleyen popüler müzik içine Türkçe R&B ve rap ritimler koyan biriyim ben. Sanırım asla söylemem diyebilme lüksüne sahip görmüyorum kendimi. Yaşasın müzik! Diyebilirim ama. (Gülüyor)

Piyasada kalıcı olacağınıza inanıyor musunuz?
Şu anda dinlediklerimiz gördüklerimizi Berzah buz dağının görünen kısmı öyle şarkılarla geleceğim ki kalıcı ne kadar olur?

İlham hangi zamanlarda geliyor?
Bu gerçekten en beklenmedik zamanlarda denilebilecek bir şey, aklımda şarkıyı mırıldandığım bölünmüş uykularım var. Ya da trafiğin en fena saatlerinde bir anda gelen melodiler.

Yerli, yabancı olarak kimleri dinliyorsunuz?
Ben genelde dinlediğim zaman elektronik müzik tercih ediyorum. Solomun tercihim, Yerli dersek Hayko Cepkin, Halil Sezai, Athena gibi. Türkçe rap hiç dinlemiyorum dinlersem de Server Uraz sadece. En azından önemli bir şeylerden bahsediyor laf kalabalığı yok.

Cover yapmak istediğiniz şarkı var mı?
Babam Azeri... Doğal olarak ben de yarı yarıya Azeri kanı taşıyorum o yüzden Azeri bir şarkıya cover yapabilirim. Gözüme kestirdiğim bir iki tane var. Onun dışında Rusça biliyorum. Rus bir şarkıya cover yapabilirim düet bir şekilde. Bunlar düşündüklerimin bazıları. Yerli yaparsam da Ahmet Kaya olurdu sanırım, tabi hakkını verebileceksem o topa girerim. Yoksa Ahmet Kaya coverı yapan çok kötü örnekleri var. Ve maalesef popüler.


Türk pop müziğini nasıl görüyorsunuz? Şarkılar çabuk eskiyor, çok çalışmak sürekli üretmek mi gerekiyor? Ne yapmalı ayakta kalmak için?
Ayakta kalmanızın tek şansı var. Ne kadar iyi olursa olsun bu işi maddiyat çözüyor. Ne kadar reklam o kadar popülerlik denkleminde her şey. Ben şuna inanıyorum şarkı iyiyse er ya da geç birileri fark edecek bunu. Reklam olayı süreci hızlandırır, gerisi teferruat... Ben olabildiğince şarkı vereceğim klip çekeceğim ve bunu insanlara sunacağım.

Müzik dünyasında radyocuların ne gibi bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Radyocular şarkıcılara mı şarkıya mı öncelikle önem veriyor?
Hiç radyocu tanımadım henüz. Tamamen bilgim dışarıdan duyduğum ve radyo pr’cımın anlatımından. Sonuçta benimde önüme bir sürü şarkı koysalar ilk önce ismini duyduklarım bildiklerim ilgimi çeker. Radyocularda aynı şekildedir. Rotasyona girecek şarkılar genelde bildiği ısındığı kişileri öncelikli tutarlar. Kısacası benim görüşüm tamamen şarkıcıya göre öncelikler.

Düet yapmak istediğiniz bir isim var mı? Kimle bir düet yapmak istersiniz ve neden o kişi?
Ben yıllardır sahneye çıkıyorum gerek tiyatro gerek müzik, 300 tane konser vermişimdir belki ama hep yer altından gözledik biz piyasayı hiç içinde olmamıştım taa ki mayıs ayında ilk single’ı çıkarana kadar. Bu single’dan sonra ilk konserime Ece Seçkin’le beraber çıkmıştım. Kendisine dinletmişler beğenmiş tabi çıksın demiş. Çok sevinmiştim, heyecanlanmıştım. Sonradan ablama söyledim durumu. Ece Seçkin’i sen zaten tanıyorsun. Küçükken oynuyordunuz, maslakta oturuyorken dedi. Hâlbuki küçüklük arkadaşımmış benim (Gülüyor). O yüzden herhalde bu kişi Ece Seçkin olurdu düet yapacak olsam.

Hayatında müzik dışında neler var?
Hayatımda müzik dışında koskocaman bir oyunculuk var, Pera Güzel Sanatlar Tiyatro bölümü mezunuyum. Müzikten sonra tiyatrodan oyunculuktan biraz koptum şimdilerde haftanın iki günü Craft’ta eğitimime devam ediyorum. Mükemmel bir yer herkesle kafan uyuşuyor. İlk gittiğimde daha büyülendim haftanın iki günü deli gibi tiyatroyla iç içe yaşıyorum. Büyük deşarj ve mutluluğumu sağlıyor.

Birçok ses yarışmaları oldu, yarışmalar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Ses yarışmaları oradan bir star çıksın diye değil o anımızı eğlenceli kılmak için yapılmış bir şeydir bence. Oralar geçici sihir yerleri umutları olanlar için. Ekrandayken sihirli değneğin menzilindesin. Elenirsen biterse büyü bozuluyor, menzilden çıkıyorsun.

İç dünyanızı nasıl dışa vuruyorsunuz?
Müzikle demeyi isterdim ama henüz bunu diyemiyorum çünkü yazdıklarım sıfıra indirilmiş hali. Ben içimde yaşıyorum dünyamı sonra bunu süzgeçten geçirip en temiz haliyle şarkılarıma yansıtıyorum.

Piyasada birçok yeni şarkıcı var sizi diğerlerinden ayıran özellik nedir? İnsanlar sizi neden dinlemeli?
Ben yıllarca insanları dinledim şimdi onlar beni dinlemeli ki notumu versinler. Bakalım bende onların derdini anlamış mıyım?

Burcunuz: Oğlak
Tuttuğunuz takım: Beşiktaş
En sevdiğiniz renk? Siyah ve Mavi
Ne tür müzik dinlersiniz? Elektronik
En sevdiğiniz şarkı ve nedeni? Losing my religion, nedensizce...
Yaptığınız en büyük çılgınlık? 18 yaşında bilmediğim bir ülkeye gitmem.
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız? 18 yaşında bilmediğim ülkeye giderim. (Gülüyor)
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider? O durup benim yapmamı beklemesi. İlgi sevmiyorum ilgisizlik hastasıyım.

Röportaj: MURAT FIRAT

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Andaç’ın Hayatını Tarihi Akordeon Değiştirdi.”

Uzun zamandır takip ettiğim yetenekli bir sanatçı var. Sahne Sanatları Opera & Şan eğitimi almış, zamansız şarkılara imza atıyor. Yapmış olduğu çalışmalarla dikkatleri üzerine çekip, adından sıkça söz ettiriyor ve mikrofon kendisine uzatıldığında, hiç çekinmeden mesleği hakkında iddialı açıklamalarda bulunuyor: Adım adım güzel bir kariyer inşa etmek istediğinden bahsederken! Beni en çok etkileyen sözleri ise; “Çocukluğuna özlem duyup, geçmişe yolculuk yaparak aktardığı anılarıydı.” Mesleğinde henüz yolun başında ama basamakları çabuk atlayacağına inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve bu kez sözü mesleğinin ümit veren bir yeteneğine bırakıyorum. En son ne zaman kendine, kim olduğunu sordun. Andaç desem, bize neler anlatırsı n? Sanıyorum 2 sene evveldi. Birçok kişi gibi hayallerim ve bir amacım var. Gerçekleştirmek için de belirlemiş olduğum bir motto, yol var. Ne zaman ki, bu yoldan, yan yollara girmeye başlıyorum; o zaman kendime kim olduğumu soruyor, ne istediğimi, hayallerimi...

Ebru'yla Evliyken Emre'ye Aşıktım

Teoman'ın "Yavaş Yavaş" albümünde İrem Candar'la düet yaptığı "Bana Öyle Bakma" şarkısının sözlerinde "Bana öyle bakma anlayacaklar, ikimize karşı bu dünya bizi anlamayacaklar" dediğinde Ahmet ve Emre gibi birçok Lgbti bireyinin hayatını özetlemişti. İlk görüşte aşka inanır mısınız bilmem ama Ahmet ve Emre ilk görüşte birbirlerine âşık olanlardan, sosyal medya üzerinden tanıştılar ve Ahmet askere gidene kadar hiç ayrılmadılar. Eğer aşk asker de başkaysa bunun asıl sebebi Emre'nin kuşkuya yer vermeyecek derecede Ahmet'te sadık olmasıydı! Sonrasın da ne mi oldu? Askerliği bitirip işe başlayınca Ahmet evlendi hayır yanlış okumadınız! "Toplum Baskısı" yüzünden Ahmet'de evlendi. Tanışma hikayenizi dinlemek isterim? Emre ile sosyal medya üzerinden tanıştık sohbeti çok hoşuma gitmişti belli bir süre sonra yüz yüze görüşmeye karar verdik. Bundan 7 yıl önce bir Ağustos akşamı parka görüşmeye gittim ve nasıl birisiyle karşıla...

"Sınıf arkadaşlarım soyunma odasında taciz ettiler"

Barış ve Yağız'ın hikayesi 4.5 yıl önce sosyal medya aracılığı ile kısıtlı kelimelere sıkışmış samimi bir kaç söz ve gecenin bir yarısı Yağız'ın kapıya dayanmasıyla başladı... Birbirlerine hala ilk günkü gibi aşık olan Barış ve Yağız'la aşk, eşcinsellik, aile hayatları, hiv-aids'in eşcinsel bireylerin lanetiymiş gibi yansıtılmasını kısacası toplumun beyninde aykırı olan her şeyi konuştuk. Ne zaman gay olduğunuzu fark ettiniz? Barış: Altıncı sınıftaydım, bizim sınıftaki bir çocuktan hoşlanmıştım, sürekli onunla bağ kurmaya, konuşmaya hatta oyun oynamaya çalışıyordum. Yağız: Aslında hep farkındaydım, yaşım el verdiğinden bu yana. Lise döneminde kabule geçtim ve daha rahat nefes almaya başladım.  Aileniz cinsel yöneliminizi biliyor mu? Barış: Hayır bilmiyorlar. Annem sanki hissediyor ama konduramıyor.  Yağız: Evet  Babanız sizinle ilgilenmediği için mi böylesiniz? Barış: Hiçbir alakası yok gayet ilgili bir babaydı. Yağız: Aksine fazla ilgili bir ...