İlklerin kadını Nur
Ertürk, türkülerin en güzeli olan “Kara Kiraz” ile müzik piyasasına dönüş
yaptı. Kariyerinin zirvesindeyken evlendi, babasının yanında olmasını çok
istedi, ülkemizde cuma sohbetlerinin öncüsü oldu. Estetiğe karşı değil ve
mesleğini şerefiyle, onuruyla yapmaya çalıştığını söyledi.
Sivas'tan, İstanbul'a
uzanan bir hayat hikâyeniz var. Biraz anlatır mısınız?
9 kardeşin en küçüğü
olarak Sivas'ta dünya'ya geldim. Sivas’taki maceram çok uzun sürmedi. Çünkü 8
aylıkken babam vefat etti. Babamın vefat etmesinin ardından annem çok cesur bir
karar alarak bizleri yanına alıp İstanbul'a taşındı. Annemin bu yönünü hep
takdir etmişimdir. Çünkü ben olsaydım bu
kadar cesur bir karar alamazdım.
Baba kelimesinin
sizdeki karşılığı nedir?
Baba kelimesinin
bendeki anlamı; Sevgi, özlem, samimiyet, güç ve dağ... Çok zamanlar keşke babam
yanımda olsaydı demişimdir. Şöyle bir gerçekte var; eğer babam hayatta kalıp
anneme bir şey olsaydı, biz o dönemlerde bir arada olur muyduk? Kendime
özgüveni olan bir insan olarak yetişir miydim? O da ayrı bir soru işareti.
Ankara'da eğitim
almanıza anneniz izin vermemiş. Müzik eğitimi almanız zor olmadı mı?
Terör olaylarının
yoğunluğunun bitmek üzere olduğu dönemlerdi ve annemin beni tek başıma
Ankara'ya gönderme kararı almamasının en büyük sebebi bana olan düşkünlüğü ve
benim ona olan düşkünlüğümdür. Asla bu bir güvensizlik değildir. Gözünün
önünden ayırmak istemedi evin en küçüğü olduğum için ama keşke okusaydım dediğim
zamanlar çok azdır. İyi ki de müzik eğitimi almışım. O dönemlerde sanata ve
sanatçıya bakış açısı iyi niyetli değildi! Özellikle dar bir çerçevede
büyüdüyseniz çok hoş algılanmıyordu ama ben zoru seven bir insanım.
İlk albüm teklifiniz
Zafer Gündoğdu'dan geldi.
Zafer Hocayla
yollarımızın kesişmesi sahnede başladı, sonra beni albüm yapmaya yönlendirdi. O
dönemlerde albüm yapmak çok zordu; Şarkı bulmak ve bunun birde denetim süreci
vardı. Bizim hedefimiz piyasaya sunmak değil, TRT radyolarında çalınmasıydı.
Önce sahnede piştim, sonra stüdyoya düştüm...
Eşinizle tanışma
hikâyeniz nedir?
Yoğun çalıştığım bir
dönemde arkadaş ortamında tanıştım eşimle. O da evlenmeyi düşünmüyordu, bende.
Alın yazısı işte, kader olunca kaçınılmaz oldu.
Kariyerinizin
zirvesindeyken mi evlendiniz?
Evet, kariyerimin zirvesindeyken evlendim.
90'larda dezavantajı mıydı onun muhakemesini yapabilecek durumda değildim,
çünkü âşık olmuştum. Başarı benim için sağlam bir yuva anlamı taşıyordu, bugün
de öyle aslında. Zaten kendimi sahnelerde ispat ettiğim için başarımı
kaybetmekten hiç korkmadım.
Mertcan'ı kucağınıza ilk aldığınızda ne
hissettiniz?
Mertcan bana Rabbimin bir emaneti, o çok büyük
bir aşk. Rabbim onu rahmime düşürdüğü andan itibaren hissettiğim şeyleri ancak
anne olanlar anlar. Nefes alıyorsunuz, onun büyüdüğünü hissediyorsunuz ve
kucağınıza aldığınız an hayat duruyor, herşey anlamını yitiriyor ve sadece ona
odaklanıyorsunuz, işte hayat bu diyorsunuz. Rabbim herkese nasip etsin İnşallah,
muhteşem bir duyguydu.
Önerisi oluyor mu?
Kesinlikle önersi oluyor
ve en çok kızdığı nokta şu: " Anne hep duygusal davranıyorsun, lütfen bunu yapma bu
davranış seni yıpratır. İnsanlara karşı hayır demeyi bil, yoksa üzülen ve
kırılan taraf hep sen olursun." Yapı olarak beni çok takdir ediyor, onunla çok gurur duyuyorum.
Kadın formatının
öncüsü oldunuz?
Türk halk müziğinde bir devrim yarattım!
Kıyafetlerimle, tarzımla, modern türkülerimle, yaptığım yorumlarımla,
davranışlarımla... Sahnede ilk kez üç kostüm giyen tek Türk Halk Müziği
sanatçısı oldum! Nur Ertük’le Her Sabah programını Kanal 7 ekranlarında, 7 yıl
boyunca aynı saat dilimleri arasında, aynı formatta 3 saat boyunca sundum. Cuma
sohbetlerini ilk başlatan, bilgi, birikim ve uygulamalarımla gerçekten de kadın
formatının öncüsü oldum. Kanal 7'deki izleyici yelpazesi gerçekten de çok
genişti. Her kesimden insan izliyordu; Erkeğinden kadınına, çocuğundan
yurtiçinde, yurtdışında bu anlamda kendimle gurur duyuyorum.
Sahnenizi etkilemedi
mi?
İşini çok önemseyen, bunun için kendinden ödün
veren bir insanım. İlişkilerimde, sosyal hayatımda ve işimde bunun çok zararını
gördüm. Ekranlardan ayrı kaldığım dönemlerde bir Allah'ın kulu aramadı! Bu
kadar mı dünya hayatı sizi satın almış? Sahne kariyerimi etkiledi, çünkü 3 saat
boyunca Kanal 7 ekranlarındaki programı sunuyordum. Devasa rakiplerim vardı
karşımda. Biz 4 kişilik bir ekiple program sunuyorduk ve canlı yayın risklidir.
8 yıl boyunca başka bir şey yapmaya gücüm kalmadı. Sahnemi sıfırladı, 1 tane
konsere bile gidemedim. Çünkü ayak oyunlarını bilmem. Çok düz bir insanım. Millet
oradan trilyoner olurken ben yerimde saydım ama şerefimle onurumla işimi yaptım.
Program sunmanın
zorlukları?
Sabah 5'de kalkıyordum, çünkü disiplinli bir insanım.
Kanala gidiyordum ve biraz dinlendikten sonra programın içeriği, gelen
konukların karşılanması gibi konularla ilgileniyordum. Başarılı işlere imza
attığımı düşünüyorum. Toplumumuza Cuma sohbetlerini ve Mustafa Karataş
Hocayı kazandırdım. Türkiye'de hem kendi alanında, hem de kariyerinde zirvede!
Allah ondanda razı olsun; program bitince aramadı!
Halk müziğinde ilk defa modern
elbise giyen sanatçısınız…
Utanılacak bir şey yapmadım. O dönemde beni
eleştiren herkes, affedersiniz p***suna kadar açıyor ve Türk Halk Müziği icra
ediyor.
Yeni imajınız harika,
estetik var mı?
Estetiğe karşı değilim ama
estetik yok. Sadece dişlerim yapıldı. Lensleri bile çıkardım artık, takmıyorum.
“Kara Kiraz” türküsünden
bahseder misiniz?
“Kara Kiraz” anonim bir Zonguldak -
Deverek türküsüdür. Benim ilk çıkış yaptığım “İlvanlım” gibi hareketli, şıkır
şıkır bir türkü! “Kara Kiraz” benim ikinci ‘İlvanlım’ diyebiliriz ve tüm türkü
sevenlerden inanılmaz güzel tepkiler alıyorum. Allahın izniyle herkesin diline düşecek
olan bu parçayı seslendirmekten çok mutluyum. Nur Ertürk'ün 10 yıl aradan
sonraki dönüşüne yakışır bir türkü ve klip oldu. Rengârenk kıyafetler giyindim
klibimde ve bir performans sergiledik dansçı arkadaşlarla... Allahın izniyle
konserlerimizi de yapacağız, türkümüz bütün platformlarda herkesin dilinde
olacak! Sevgili Mustafa Beyazkuş yaptı düzenlemesini türkünün, bundan sonraki
çalışmalarımıza da devam edeceğiz. Birçok türkümüz hazır ve daha önceki maksi
single albümümüz de bitti. Eylül gibi müzik severlerin beğenisine sunacağım.
Allah izin verirse, sağlıkla, sıhhatle yeniden sahnelerde, televizyonlarda,
radyolarda siz sevgili müzik severlerimin karşısında olmayı hayal ediyorum.
Nur Ertürk bu kez çok farklı
hissiyatlerle dönüş yaptı… Eskiden çok iyi niyetli ve mütevaziydim, artık
tevazuya gerek kalmadığını düşünüyorum! Bu beni dinleyen, izleyen ve
sevenlerime karşı yapacağım bir davranış biçimi değil ama ayağıma çelme takmaya
çalışan, kuyumu kazanlara karşı tevazu göstermeyeceğim. Çünkü çok büyük
zorluklar ve sıkıntılar yaşadım, bu zorluk ve sıkıntıları yaşarken yanımda çok
az insan vardı. Onları hiç bir zaman unutmayacağım. Ahde vefaya çok önem veren
bir insanım, onlar başımın tacı olacaklar son nefesime kadar ama kazık
atanları, arkamdan kuyumu kazmaya çalışanları unutmayacağım, Allah da unutmasın,
onlara karşı gardımı alacağım! Bu saatten sonra daha mantıklı düşünen ve
kararlar alıp uygulayan Nur Ertürk olacak…
"Kara
Kiraz" türkünüz 10 yıllık farkı kapatacak mı?
Allah'ım kimsenin
emeğini boşa çıkarmasın. Beklentimiz çok yüksek, rabbim sevenlerimi yanımda
kılar inşallah her işimde kıldığı gibi... 10 yıllık farkı kapatırız diye
düşünüyorum.
Uzun süren sessizlik
döneminde kimleri dinlediniz? Piyasada gereksiz bulduğunuz isimler ve
gözlemledikleriniz?
Sessizlik dönemimde önce kendimi dinledim
sonra ülkemi! Piyasada gereksiz bulduğum çok isim var, her önüne gelen sanatçı
be kardeşim! Bunların konser alması, program yapması şaşırtıyor. Sanat adına
olumlu işler yapıldığını düşünmüyorum.
15 Temmuz gecesi ne
yaptınız?
O hain köpeklerin iş başında olduğu gece
Ankara'daydım. Tek kelimeyle korkunçtu. 2. Kurtuluş Savaşı diyorum. Gerçek
vatanseverlerin düşündüğü gibi o milli ruh, o milli irade ve gençlerin vatanına
sahip çıkışlarına bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu bambaşka bir şeydi. Şimdi
bile tüylerim diken diken, tutamıyorum bu konuda kendimi. Çok acıydı, o
görüntüler geldi gözümün önüne. Çoluk çocuk herkes sokaklardaydı (ağlıyor).
Allah’ım bir daha yaşatmasın, kötülere fırsat vermesin, İnanılmazdı o düşmanlık!
Asker kıyafetleri içerisindeki vatan hainlerinin savunmasız vatandaşlarımıza
silah sıkması, o jetlerin uçuşu, bombaların sesleri şu an bile kulaklarımda...
Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, gazilerimize de şükranlarımı
sunuyorum.
MURAT FIRAT
Yorumlar
Yorum Gönder