Ana içeriğe atla

Doğum fotoğrafçısı Aslı Koçak ile özel röportaj

Merhaba Aslı Hanım sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, aslında çok kolay bir soru ama kendimi tanıtırken hep zorlanmışımdır. :) Mersin'de büyümüş, aile delisi, Adana ve Mersin arası Doğum Fotoğrafları çeken, işini seven, hep gülmek isteyen, insanların gülümseyebildiğini gördüğünde mutlu olan, 25 yaşında olup hep çocuk kalmak isteyen biriyim. Daha küçük bir detay ile anlatacak olursam eski matematikçi şimdilerde fotoğrafçıyım. :)

Fotoğrafçılık mesleğine nasıl girdiniz?
Fotoğrafçılık hep hayatımda olan bir şeydi. Her zaman başka açılardan bakmaya, ışığı kullanıp ilginç şeyler çıkarmaya çalıştım. Üniversitede de bir şeylere start verdim, severek yaptığım bir şeyi meslek haline getirdim. Eğitim aldım, Adana'da birikimli fotoğrafçılar ile çalışıp onları gözlemledim, yapabildiğimi yapmaya çalıştım. Öğrenmeye de her zaman devam etmeyi düşünüyorum tabi.

İlk dönemler en çok zorlandığınız durumlar?
Aslında çoğu arkadaşlarımın çevremin bilmediği bir durum var, beni kan tutar. Kan verdiğim zaman bir tuhaf olurum. Ya ağlarım ya küçük çaplı bir baygınlık geçiririm hep komik duruma düşerim yani. :) ilk Doğuma girdiğimde inanılmaz heyecanlıydım, nasıl olacak vs kafamda çok kurmuştum. Doğuma girdim ve hiçbir şeyden etkilenmeden o mucize dolu dakikalara odaklandım. Tek başıma bir arkadaşımın doğumuna girmiştim. Beni bile şaşırtan fotoğraflar çıktı ortaya. Çok zorluk çektiğim söylenemez açıkçası çünkü ben her şeyi toparlamaya çalışan biri olduğum için çözüm odaklı çalışan bir beynim var.  Sorun yaşasam da orta yolu bulmaya çalışırım hep. En büyük zorluk fotoğraf çekmek değil de işi teslim etme paniği oldu bende. Ne zaman albüm biter, tasarım nasıl olmuş?  "Ben bir anne olsam bu çalışmayı beğenir miyim acaba" diye kendi kendime sorup paranoya dönemim oldu bir dönem o kadar.

Yeni başlayan arkadaşlara önerileriniz?
Öneri dediğin zaman kendimi ustaymışım bu meslekte gibi hissettim bak şimdi! :) Öyle düşünmeden naçizane ufak tavsiyelerim var tabi. İŞİNİ SEVSİNLER! Herkes için  başarı işini sevmekten geçer zaten. Aile ile iletişim çok önemli, her zaman onların duygularına ortak olmaya çalıştım mesela ve bunun artısını çok gördüm. "Daha iyi nasıl olabilirim" diye düşünmeli insan. Aynı pozlar aynı albümlerden ziyade daha farklı neler yapabilirim diye düşünmelerini tavsiye ederim. Kendi tarzını oluşturmak çok önemli.


Çocuk fotoğrafçılığında ilerliyorsunuz
Çok şükür! Çocuklar benim bu hayatta en değer verdiğim varlıklar. Hangi sıkıntıda olursam olayım bir çocuk ile vakit geçirdiğim zaman her şeyi unutabiliyorum. Onların fotoğraflarını çekmek, onları güldürmek, onlarla gülmek tarif edilemez benim için. İlerledim mi bilmiyorum ama her gün takdir edildikçe, başarılı gösterildikçe kendime daha çok güveniyorum.

Çocuk fotoğrafçılığını seçme sebebiniz?
Ben masumiyet içeren saf fotoğraflar çekmeyi seviyorum; yani elbette ki bir çiftin de çok tatlı fotoğrafları çıkabilir ama büyüklere her şeyi sevdirmek, beğendirmek onları güldürmek kolay değil. Hiç başka bir şey çekmeyi denemedim, içimden de gelmedi. Benim kalbim beni bu tarafa yönlendirdi diyelim biraz daha samimi olur.

Çocuk fotoğrafı çekerken dikkat ettiğin noktalar, yapılması gereken vb?
Dikkat ettiğim çok nokta var tabi, öncelikle yaşı. 1 yaşındaki bir bebek ile 3 yaşındaki bir bebek aynı değil. Olabildiğince onları da halinden mutlu etmeye çalışıyorum. Çocuklar mutlu olmadığı zaman mümkün değil istemediği bir şeyi yaptıramazsınız onlara! Sonrası dikkat ettiğim fotoğraflara kalmış bir şey; ortam, ışık doğru açılar yakalama  vs. 

Fotoğraf ışık oyunu mu?
Bana göre öyle değil, her ışığı aleyhinde kullanabilirsin yaratıcılığına kalmış bir şey aslında. Ters ışıkta enfes işler çıkıyor ortaya mesela hayal dünyanıza kalmış yani. İlla ki herkes hem fikirse "Fotoğraf bir ışık oyunu" diye düşünülüyor ve böyle bir kuram varsa ben de iyi bir oyuncu olma peşinde olurum :) 

Çekimleriniz her ailenin bütçesine uygun mu?
Ya o konu aslında çok ucu açık bir konu, ben her koşulu yaratmaya çalışıyorum her aile için. Bazen öyle şeyler oluyor ki ücret talep etmediğim zamanlar da oluyor. "Az bile, emeğinizin karşılığı bu değil" diye düşünen de var "Çok ama Aslı hanım" diyen de oluyor; ama bu talepten kaynaklı tamamen. Anne baba ne istiyor öncelik, örneğin: "Arşiv istiyor mu, albüm istiyor mu, hikâye videosu istiyor mu?" bunlar önemli. Talep arttıkça bütçe de artıyor haliyle. Orta yolu bulmaya çalışıyorum ben her zaman. Çok uç rakamlara hiçbir zaman çalışmadım, çalışmam da!

Ekibin var mı?
Birlikte çalıştığım iş arkadaşlarım var, sağ olsunlar her zaman arkamda destekler. Hem dost hem iş arkadaşı daha ne olsun! Sağlam adımlar atmam konusunda onların hakkını ödeyemem.


 Çalıştığınız aileye vaat ettikleriniz?
Ben keyifli bir gün vaadinden bulunuyorum açıkçası. Fotoğraf olsun, hikâye videolar olsun; yapılacak iş ne olursa olsun mutsuz el sıkıştığım bir aile olmadı. O kadar çok bebeğim oldu ki bu durumdan dolayı. Her bebeğin bir ablası, her annenin bir arkadaşı oldum. İçleri rahat, gözlerinin içi gülüyor çalıştığım ailelerin. Eminim bundan sonrasında da böyle olacaktır. Gülmeye, mutlu olmaya devam yani. :))

Adana’da doğum fotoğrafçısı olmanın avantajları ve dezavantajları?
Adana çok sıkıntı bir yer değil açıkçası, hiç dezavantajını yaşamadım. Ama Adana'ya özel değil her yerde olan bir anlaşmalı Doğum Fotoğrafçısı durumu var. Birçok anne kendi istediği, iyi enerji aldığı fotoğrafçıyla çalışmak ister. Ben dayatmalara karşıyım keşke her anne kendi fotoğrafçısını seçebilse, "fotoğraf mı istiyorsun sadece bu kişilerle çalışabilirsin bizim hastanemizde " durumu olmasa!
Adana'nın avantajı ise buralar Çukurova insanı, içten samimiler, dürüst insanlar. Hep samimi aileler ile çalıştım. Bunu Adana’ya ve Adana'nın kendine has ruhuna bağlıyorum :)

İnstagram’da çekiliş yapmıştınız, insanların ilgisinden memnun musunuz?
Evet, çok güzel geçti. Aslında konu maddiyat değil de "aslı hanım çok tatlısınız biz de sizinle çalışmak isteriz" diyen çok oldu. O beni çok mutlu etti. Ama inanır mısın yoğunluktan fırsat bulup da gerçekleştiremedik daha çekimi. En kısa zamanda o çekimi de bitirmeye çalışacağım. :)
Bu arada enerjin bana da yansıyor teşekkür ederim bu keyifli sohbet için Muratçım 😊


MURAT FIRAT

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Andaç’ın Hayatını Tarihi Akordeon Değiştirdi.”

Uzun zamandır takip ettiğim yetenekli bir sanatçı var. Sahne Sanatları Opera & Şan eğitimi almış, zamansız şarkılara imza atıyor. Yapmış olduğu çalışmalarla dikkatleri üzerine çekip, adından sıkça söz ettiriyor ve mikrofon kendisine uzatıldığında, hiç çekinmeden mesleği hakkında iddialı açıklamalarda bulunuyor: Adım adım güzel bir kariyer inşa etmek istediğinden bahsederken! Beni en çok etkileyen sözleri ise; “Çocukluğuna özlem duyup, geçmişe yolculuk yaparak aktardığı anılarıydı.” Mesleğinde henüz yolun başında ama basamakları çabuk atlayacağına inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve bu kez sözü mesleğinin ümit veren bir yeteneğine bırakıyorum. En son ne zaman kendine, kim olduğunu sordun. Andaç desem, bize neler anlatırsı n? Sanıyorum 2 sene evveldi. Birçok kişi gibi hayallerim ve bir amacım var. Gerçekleştirmek için de belirlemiş olduğum bir motto, yol var. Ne zaman ki, bu yoldan, yan yollara girmeye başlıyorum; o zaman kendime kim olduğumu soruyor, ne istediğimi, hayallerimi...

Ebru'yla Evliyken Emre'ye Aşıktım

Teoman'ın "Yavaş Yavaş" albümünde İrem Candar'la düet yaptığı "Bana Öyle Bakma" şarkısının sözlerinde "Bana öyle bakma anlayacaklar, ikimize karşı bu dünya bizi anlamayacaklar" dediğinde Ahmet ve Emre gibi birçok Lgbti bireyinin hayatını özetlemişti. İlk görüşte aşka inanır mısınız bilmem ama Ahmet ve Emre ilk görüşte birbirlerine âşık olanlardan, sosyal medya üzerinden tanıştılar ve Ahmet askere gidene kadar hiç ayrılmadılar. Eğer aşk asker de başkaysa bunun asıl sebebi Emre'nin kuşkuya yer vermeyecek derecede Ahmet'te sadık olmasıydı! Sonrasın da ne mi oldu? Askerliği bitirip işe başlayınca Ahmet evlendi hayır yanlış okumadınız! "Toplum Baskısı" yüzünden Ahmet'de evlendi. Tanışma hikayenizi dinlemek isterim? Emre ile sosyal medya üzerinden tanıştık sohbeti çok hoşuma gitmişti belli bir süre sonra yüz yüze görüşmeye karar verdik. Bundan 7 yıl önce bir Ağustos akşamı parka görüşmeye gittim ve nasıl birisiyle karşıla...

"Sınıf arkadaşlarım soyunma odasında taciz ettiler"

Barış ve Yağız'ın hikayesi 4.5 yıl önce sosyal medya aracılığı ile kısıtlı kelimelere sıkışmış samimi bir kaç söz ve gecenin bir yarısı Yağız'ın kapıya dayanmasıyla başladı... Birbirlerine hala ilk günkü gibi aşık olan Barış ve Yağız'la aşk, eşcinsellik, aile hayatları, hiv-aids'in eşcinsel bireylerin lanetiymiş gibi yansıtılmasını kısacası toplumun beyninde aykırı olan her şeyi konuştuk. Ne zaman gay olduğunuzu fark ettiniz? Barış: Altıncı sınıftaydım, bizim sınıftaki bir çocuktan hoşlanmıştım, sürekli onunla bağ kurmaya, konuşmaya hatta oyun oynamaya çalışıyordum. Yağız: Aslında hep farkındaydım, yaşım el verdiğinden bu yana. Lise döneminde kabule geçtim ve daha rahat nefes almaya başladım.  Aileniz cinsel yöneliminizi biliyor mu? Barış: Hayır bilmiyorlar. Annem sanki hissediyor ama konduramıyor.  Yağız: Evet  Babanız sizinle ilgilenmediği için mi böylesiniz? Barış: Hiçbir alakası yok gayet ilgili bir babaydı. Yağız: Aksine fazla ilgili bir ...