Ana içeriğe atla

“Eşimin yerini kızım aldı”

 

YouTube’de tesadüfen şarkılarını dinlediğim ve uzun süredir takip ettiğim genç bir yetenek var. Ruhunun notalara dökülmüş hali olarak güçlü bestelere imza atıyor. Mesleğinde oldukça iddialı olan sanatçı, kalitesinden asla ödün vermiyor! YouTube’a yüklediği besteleriyle dinleyiciden tam not alırken, cover çalışmalarıyla da başarısını bir kez daha perçinlemeyi başardı.

Kariyer olarak henüz yolun başında ama basamakları hızlıca çıkacağına inanıyorum. Geleceğin starını siz de tanıyın istedim ve bu kez iddialı sorularımı, cesur cevaplarıyla karşılayan “Eray Yeşilırmak”a sordum!

 En son ne zaman kendine, kim olduğunu sordun. Eray Yeşilırmak sen kimsin?

1985 Ankara doğumluyum. Aslen Sivaslı olan, hayatının ilk yarısını müziğe adamış, 5 senedir 1 kız babasıyım.  Kendime kim olduğumu sormak mı? Beni bana düşündürme, bir dur Murat. (Gülüyor)

Eray bey, kaç yıldır müzik piyasasındasın?

İlk profesyonel albümüm 2016 yılında yayınlanan, “Kördüğüm Kederlerim” isimli albümümdü. İlk bar sahnemi 19 yaşımda yaptım. 2004 yılından bu yana 16 sene denilebilir.

Peki, bu piyasada olmaktan mutlu musun?

Tabii ki de. Beni rahatsız edecek büyük bir şey olmadı. Mutlu olduğum bir işi yapıyorum. Artıları olduğu kadar eksilerini de teraziye koyuyorum. Pek gözüme batmıyor açıkçası.

Bir sanatçı olarak pandemi sürecini değerlendirmenizi istesem, okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Son zamanlarda “Şu Pandemi süreci bitse de” diye başlayan, çok cümleler kuruyorum. Birçok şeyi öğrettiğini düşünüyorum. Çok yıpratıcı zamanlar geçiriyoruz. Virüs kapmayalım diye aldığımız tedbirlerden dolayı sıyırdık resmen, psikolojimiz yıprandı.

Bizler tedbirli yaklaşımlar sergilerken, tam tersini yapanlara diyecek lafım yok. Zaten bir şey söylesem de anlayacaklarını hiç düşünmüyorum. Hal böyleyken, benim gibi geçimini sadece müzikten sağlayanların tepesinin atması normal. Bir normalleşebilsek, sanatçı kimliğim ile umut dolu şeyler konuşabileceğim ama yok. Üzgünüm.  

Benim aşktan yanmadı dilim, Meğerse Kahpeymiş sevdiklerim, Hafif düştüm yıkıldım sandılar, Etrafımda çok varmış bu tür insanlar.” Bu sitemli şarkı sözlerini yazacak, neler yaşadın hayatında?

Değer verdiğim, önemsediğim, kendime yakın gördüğüm insanların günü geldiğinde bir hiçmişçesine davranmalarından, yapılan ihanetlerinden ve insanların içlerini fesatlıklarla doldurmalarından sıkıldım. Sadece ben değil, eminim herkesin yaşadığı şeyler. 

“Sol Yanım” şarkısın da geniş bir ekiple çalıştığınızı görüyorum.  Şarkının çıkış hikâyesi nedir?

“Sol Yanım” şarkımın altyapısını ben düzenlemiştim. Hatta o hafta YouTube’a yüklemek için klip bile çekecektik. Yalnız, YouTube yüklemeden önce TikTok platformuna 15 saniyelik bir bölümünü yükledim. Muhteşem geri dönüşler aldım. O sıra Ozan Aslan ile yolumuz kesişti ve bu vesileyle Kemal Aslan ile tanışma fırsatını buldum. Daha sonra bahsetmiş olduğum şarkımı dinlettim ve Kemal Aslan prodüktörlüğündeki yolculuğum başladı.

Kesinlikle muhteşem bir ekip ile çalıştığımı düşünüyorum. Şarkımın aranje ve düzenlemesini yapan Burak Sarıkaya, klip yönetmenim Erkan Nas, radyo ve basın Pr’ımı yapan Mert Bey ile Sevinç Hanım ve tanımış olduğum birçok emekçi arkadaşım ile bana göre mükemmel bir iş çıkarttığımı düşünüyorum.

Klip biraz monoton olmuş.

İnsanın keyif ile yaptığı iş kendisine monoton durmuyor. Yalnız dışarıdan bir göz olarak sana bunu hissettirmiş demek ki. Bunu dikkate alarak bir sonrakine bakacağım.

Şimdiye kadar 4 maxi ve 6 single olmak üzere, birçok başarılı şarkı müzik dünyasına kazandırdın. Peki, gelecekte müzik severleri ne gibi projeler bekliyor?

YouTube kanalımda paylaşmış olduğum, travel akustik projeme devam ediyorum. Ülkemizin güzel yerlerinde, doğal ses ortamlarını kaydederek akustik kayıtlar yapıyorum. Bunu da stüdyo ortamında revize edip dinleyicilerime sunuyorum. Bunları yaparken aynı zamanda, “Kemal Aslan Music” etiketiyle çıkacak olan bir şarkımın hazırlıklarını yapıyorum.

Youtube kanalınızı inceledim, gayet başarılı cover ve akustik çalışmalara imza atmışsın. Dinleyicinden ne gibi yorumlar alıyorsun?

Eleştirilmeyi seviyorum, eleştirmeyi sevdiğim gibi. Her yorumu, iyisiyle kötüsüyle dikkate alıyorum. Gerçekten bunu söylemek için söylemiyorum. Tek tek okuyor, gerekirse cevaplıyorum. Bazen bizim göremediğimiz şeyleri gösteriyorlar ama genelde yorumlar çok iyi yönde.

Youtube kanalında geniş takipçi grubuna sahipsin, önümüzdeki süreçte ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsun?

Youtube kanalımda, müzik harici bir şey yapmayacağım. Bir ara denedim. Baktım herkes soru-cevap videosu çekiyor, “bende çekeyim” dedim. Hiç izlenmedi. (Gülüyor) Sonra YouTube’a küstüm. (Gülüyor)  Şaka tabii asla yaptığım ve inandığım bir iş tutmadı diye o işin peşini bırakmadım. Yalnız kızım büyüyor onunla beraber ayrı bir kanalda, ayrı bir formatla bir şeyler yapabilirim.

Kişisel olarak bundan ne elde ettiniz?

Hemen ardına “YouTuberlar ayda ne kazanıyor?” sorusu geliyor gibi hissettim. (Gülüyor) Aslında bir nevi YoutTube’rım. Elbette ki şahsıma maddi getirisi olduğu kadar, manevi getirisi de oldu. Birçok insan tanıdım.

Asel ile yaptığın düetler hem dinleyicinin büyük beğenisini kazandı hem de medyanın dikkatini çekti. Sanatçılara sorulan klasik bir soruyla söyleşimize devam etmek istiyorum: Kızınız şarkıcı olmak isterse, tepkiniz ne olur?

Asel’i bu konularda, devamlı destekleyeceğimi söylüyorum. Asel yolunu çizer, ben ise desteklerim. O yolda beraber yürürüz. Sevdiği işi yapsın. Şarkıcı olmak isterse, yapısı gereği eminim olur.

Başkalarından güzel şeyler duyduğunuzda bunu ilham verici veya ürkütücü buluyor musunuz?

Hiçbir zaman içinde bulunduğum durumun getirdiklerinden ürkmedim. Başkalarından duyduğum şeyler, beni daha çok mutlu etti ve kamçıladı.

Müziğe ilk başladığın Eray karşına gelse ona ne söylerdin?

Hislerin ile yürü. Yönlendirilen olma, yönlendiren ol.

Bu zamana kadar ödediğin en büyük bedel nedir?

Hatalarım oldu tabii, yalnız bu hayatıma iz bırakacak şekilde değil. O yüzden büyük bir bedel ödediğimi söyleyemem.

Sahiplenmek duygusu erkekliğin doğasında mı var? Çünkü, kadın ayrılmak istediği zaman 3. sayfa cinayet manşetlerinde “sen namusumsun” dedi ve öldürdü gibisinden birçok acı haber okuyoruz. Erkeklerin şiddet ve insanı eşya gibi sahiplenme duygusunun temelinde, bir erkek olarak sizce ne yatıyor?

Sahiplenmenin cinsiyeti olur mu? Bence, insanın doğasında olan bir şey... Toplumca çocuk yetiştirmenin kurallarını bilmiyoruz. Daha doğrusu, çok fazla fikir sahibi değiliz. Bir yapının temelini sağlam atmakla başlıyor her şey. Şiddete, eksik büyüyen ve yanlış yetiştirilen bireylerin başvurabileceğini düşünüyorum. Şimdi eksik büyüyen derken; sevgi eksikliği, ilgi eksikliği, duyarsızlık gibi şeylerden bahsediyorum. Yanlış anlaşılmasın. Tamamen yetiştiği ortam ve yetiştiren ile ilgili diye düşünüyorum.

Son bir soru. Herkes hala pop'un star ismi olarak Tarkan’dan bahsediyor. Senin bu konu da düşüncen nedir? Türk pop müziği 28 yıldır, star olabilecek erkek sanatçı çıkaramadı mı?

Bana göre mükemmel işler yapan isimler var. Tabii Tarkan bizim ilk göz ağrımız, bu yüzden yerine birini koymak istemiyoruz. İhanetmiş gibi düşünüyor olabiliriz. Ama yeni nesil müzisyenlerin bunu bu şekilde hissettiklerini düşünmüyorum.

Ben harçlığımı biriktirip, Tarkan’ın kasetini almaya koşa koşa giderdim. Şimdi o duyguyu nereden anlayacaklar. Müzik için emek çaba nerde. Benim yaştakiler Tarkan’a Pop’un starı demeye devam edecektir.

90’lar tadında sorular…

Yaş: Boy: Kilo: 35-1.76-80

Burcu: Yay

Ayakkabı numarası: 42

Göz rengi: Kahverengi.

Mükemmel mutluluk: Kızım.

En büyük korkunuz nedir: Sevdiklerimi kaybetme korkusu.

En beğenmediğiniz özelliğiniz hangisi: Mükemmeliyetçi yaklaşımım.

Başka insanlarda en beğenmediğiniz özellik hangisi: Ego – Bencillik.

En büyük müsrifliğiniz nedir: Tutumluyum.

Şu anki halet-i ruhiyeniz nedir: Enerjik, umutlu.

Sizce en çok abartılmış erdem hangisi: Sosyal medya üzerinde, gösterilerek yapılan yardımlar.

Hangi durumlarda yalan söylersiniz: Birisini kırmak istemediğimde.

Dış görünüşünüzle ilgili en sevdiğiniz şey nedir: canım kendim.

Bir erkekte en sevdiğiniz özellik hangisi: İnsan gibi olsun.

En çok kullandığınız kelime ya da cümle nedir: Vay be, teşekkür ederim. Eksik olma.

Hayatınızın en büyük aşkı kim ya da ne: Eşimdi, yerini büyüklük olarak kızım aldı.

Şimdiye dek en mutlu olduğunuz zaman ve yer neresi: Kızıma ayırdığım her zaman. Onun olduğu her yer.

Hangi yeteneğe sahip olmak isterdiniz: Sahip olduğumu düşünüyorum.

Sahip olduğunuz en kıymetli şey nedir: Kızım.

Favori işiniz nedir: Sahne almak.

En belirgin karakteristik özelliğiniz nedir: Mükemmeliyetçiliğim, dobralığım.

Favori yazarlarınız kimler: İlber Oltaylı, Gülseren Budayıcıoğlu.

Gerçek hayattaki kahramanlarınız kimdir: Babam ve annem.

Favori isimleriniz nelerdir: Asel ve Derya.

En sevmediğiniz şey nedir: Kıskançlık, kötü niyet, yalan.

En büyük pişmanlığınız nedir: Yok.

Nasıl ölmeyi istersiniz: Huzur dolu duygularla.

Mottonuz nedir: Sabır kuvvettir, çalışmak, umutlanmak ve şükür etmek. Zamanı geldiğinde, Başarıyı da yanında getirir.

Röportaj: Murat Fırat

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Andaç’ın Hayatını Tarihi Akordeon Değiştirdi.”

Uzun zamandır takip ettiğim yetenekli bir sanatçı var. Sahne Sanatları Opera & Şan eğitimi almış, zamansız şarkılara imza atıyor. Yapmış olduğu çalışmalarla dikkatleri üzerine çekip, adından sıkça söz ettiriyor ve mikrofon kendisine uzatıldığında, hiç çekinmeden mesleği hakkında iddialı açıklamalarda bulunuyor: Adım adım güzel bir kariyer inşa etmek istediğinden bahsederken! Beni en çok etkileyen sözleri ise; “Çocukluğuna özlem duyup, geçmişe yolculuk yaparak aktardığı anılarıydı.” Mesleğinde henüz yolun başında ama basamakları çabuk atlayacağına inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve bu kez sözü mesleğinin ümit veren bir yeteneğine bırakıyorum. En son ne zaman kendine, kim olduğunu sordun. Andaç desem, bize neler anlatırsı n? Sanıyorum 2 sene evveldi. Birçok kişi gibi hayallerim ve bir amacım var. Gerçekleştirmek için de belirlemiş olduğum bir motto, yol var. Ne zaman ki, bu yoldan, yan yollara girmeye başlıyorum; o zaman kendime kim olduğumu soruyor, ne istediğimi, hayallerimi...

Ebru'yla Evliyken Emre'ye Aşıktım

Teoman'ın "Yavaş Yavaş" albümünde İrem Candar'la düet yaptığı "Bana Öyle Bakma" şarkısının sözlerinde "Bana öyle bakma anlayacaklar, ikimize karşı bu dünya bizi anlamayacaklar" dediğinde Ahmet ve Emre gibi birçok Lgbti bireyinin hayatını özetlemişti. İlk görüşte aşka inanır mısınız bilmem ama Ahmet ve Emre ilk görüşte birbirlerine âşık olanlardan, sosyal medya üzerinden tanıştılar ve Ahmet askere gidene kadar hiç ayrılmadılar. Eğer aşk asker de başkaysa bunun asıl sebebi Emre'nin kuşkuya yer vermeyecek derecede Ahmet'te sadık olmasıydı! Sonrasın da ne mi oldu? Askerliği bitirip işe başlayınca Ahmet evlendi hayır yanlış okumadınız! "Toplum Baskısı" yüzünden Ahmet'de evlendi. Tanışma hikayenizi dinlemek isterim? Emre ile sosyal medya üzerinden tanıştık sohbeti çok hoşuma gitmişti belli bir süre sonra yüz yüze görüşmeye karar verdik. Bundan 7 yıl önce bir Ağustos akşamı parka görüşmeye gittim ve nasıl birisiyle karşıla...

"Sınıf arkadaşlarım soyunma odasında taciz ettiler"

Barış ve Yağız'ın hikayesi 4.5 yıl önce sosyal medya aracılığı ile kısıtlı kelimelere sıkışmış samimi bir kaç söz ve gecenin bir yarısı Yağız'ın kapıya dayanmasıyla başladı... Birbirlerine hala ilk günkü gibi aşık olan Barış ve Yağız'la aşk, eşcinsellik, aile hayatları, hiv-aids'in eşcinsel bireylerin lanetiymiş gibi yansıtılmasını kısacası toplumun beyninde aykırı olan her şeyi konuştuk. Ne zaman gay olduğunuzu fark ettiniz? Barış: Altıncı sınıftaydım, bizim sınıftaki bir çocuktan hoşlanmıştım, sürekli onunla bağ kurmaya, konuşmaya hatta oyun oynamaya çalışıyordum. Yağız: Aslında hep farkındaydım, yaşım el verdiğinden bu yana. Lise döneminde kabule geçtim ve daha rahat nefes almaya başladım.  Aileniz cinsel yöneliminizi biliyor mu? Barış: Hayır bilmiyorlar. Annem sanki hissediyor ama konduramıyor.  Yağız: Evet  Babanız sizinle ilgilenmediği için mi böylesiniz? Barış: Hiçbir alakası yok gayet ilgili bir babaydı. Yağız: Aksine fazla ilgili bir ...