Ana içeriğe atla

Cansu'nun Öyküsü Bu


"Yallah" ile sosyal medya da dikkatleri üstüne çeken genç şarkıcı Cansu Ak, hakkında merak edilenleri, kariyeriyle ilgili planları, hala devam eden projelerini bizlerle paylaşıyor.

Merhaba Cansu Hanım öncelikle nasılsınız, bize biraz kendinden bahseder misin?
Merhaba, çok teşekkürler iyiyim. İnsanın kendisini anlatması en zor şey diye düşünürüm. (Gülüyor) 22 Ağustos 1988 yılında, İstanbul’da doğdum. Aslan burcuyum ve burcumun çoğu özelliğini taşıyorum. Koç Üniversitesi “Uluslar Arası İlişkiler” bölümünden mezun oldum. 4 yıl özel bir Tv kanalında programcılık yaptım. Ve işte şimdi de karşınızdayım.

Müzik yolculuğundaki serüvenin nasıl başladı?
Müziğe olan ilgim ve tutkum aslında kendimi bildim bileli var. Çocukken bir sahne gördüğümde öyle heyecanlanırdım ki… Hala da aynı hisleri taşıyorum. Korolarda, müzikallerde ve tiyatro oyunlarında yer aldım. Ve 16 yaşımda şarkı sözleri yazıp, besteler yapmaya başladım ama bunları kimseyle paylaşmıyordum. Ailem bile albüm aşamasına geldiğimde kendi şarkılarımı söyleyeceğimi öğrendi. (Gülüyor) “Neden şarkıların olduğunu kimseye söylemiyordun” diye sorarsanız; şarkıların geçmişte yaşadığım her şeyin toplu bir itirafı olarak görüyordum herhalde. Kimse anlamasın, kendimle ilgili ser verip sır vermeyeyim istedim ama görünen o ki öyle olmadı. Süheyla Yengi’den şan dersleri almaya başladım. Birkaç ders sonra hocaya şarkılarım olduğunu söyledim ve bir tanesini ona okudum, ağlamaklı oldu. Hoca şarkıyı beğenince art arda birkaç şarkımı daha söyledim ve sonra stüdyoya girip bunları demo haline getirdik. Sonra Sezen Aksu ile tanıştım. O an dünyada en heyecanlanlı olduğum anlardan biriydi. Düşünsenize hocaya söyleyene kadar gün yüzü görmemiş şarkılarımı şimdi Sezen Aksu dinliyor! Sesimi ve şarkılarımı çok beğendi ve beni kalpten destekleyip cesaretlendirdi. Ardından Sony Genel Müdürü Şemsettin Göktaş ile tanıştım ve bu şarkıları bir albümde toplama kararı verildi.

''
Tam Zamanı" albümünüzün çalışmaları nasıl geçti? Kimlerle çalıştınız? Hangi isimler teşekkürü hak etti?
Albümün oluşma süreci benim için çok heyecanlı ve yoğun bir dönemdi. Düzenlemeleri Murat Yeter yaptı. Ve iyi ki yolum onunla kesişti. Müzikal anlamda birbirimizi tamamladığımızı düşünüyorum. Şarkılarımın demo halinden sizin dinlediğiniz son haline gelme süreci müthiş keyifliydi. Çok önemli müzisyenlerle çalışma fırsatı buldum. Bir yandan şan dersleri almaya devam ettim, diğer yandan şarkılarımın kayıtlarını yapmak için vaktimin büyük bir kısmını stüdyoda geçirdim. Sizin vesilenizle bir kez daha aileme, dostlarıma, Süheyla Yengi, Murat Yeter, Sezen Aksu, başta Sony genel müdürü Şemsettin Göktaş olmak üzere destekleri ve bana olan inançları için tüm Sony Music ailesine, bu yolda benimle yan yana yürüyen menajerim Elif Doğan ve hem klip yönetmenliğimi üstlenen hem de fotoğraflarımı çeken Pelin Karamehmetoğlu’na, Haluk Şentürk’e ve tüm pozitif enerjileri ve samimiyetleriyle yanımda olan basın danışmanlarım Gamze Karaman Bostan ve Ali Bostan’a sonsuz teşekkürler…

''Tam Zamanı" albümünüz dinleyiciden nasıl tepkiler alıyor? Geri dönüşlerden memnun musunuz?
Sektörde sizin de bildiğiniz gibi yeni çıkan isimler genellikle single parça ile çıkış yapıyorlar.
Öncelikle bu projenin single değil de, albüm olması bile çok dikkat çekti. Albümde dinleyen herkesin farklı favorileri olduğunu görüyorum, dinleyenlerden en çok duyduğum şeylerden biri “albümde boş yok” diğeri ise “özlenen 90’lar tınılarını hatırlatıyor” Tüm bunları duymak beni çok mutlu ediyor.

“Yallah” şarkısının klip hikayesini anlatır mısınız?
Yallah beni dinleyicilerle buluşturan ilk klip. Bu yüzden iddialı ve çok farklı bir klip çekmek yerine, daha çok beni tanıtan bir klip olmasına özen gösterdik.  Çok uyumlu ve çok tatlı bir ekip çalışması oldu. Umarım sizler de beğenirsiniz.
Müzik adına neler yapmak istiyorsun? Şu an yapmak istediklerinizin neresindesiniz?
Daha yolun başındayım. Dinleyenlerin yüreklerine dokunacak, kendilerinden bir şeyler bulabilecekleri ve kalıcı olan besteler yapmak istiyorum. Günümüzdeki şarkıların ömürleri çok kısa oluyor, çıkıyor ve çok kısa bir sürede tüketiliyor. Amacım çok daha uzun süreler akıllarda yer edecek şarkılara imza atmak ve her yaptığım şarkının üzerine bir şeyler katarak farklı şeyler üretmek.

Piyasada kalıcı olacağına inanıyor musun?
Evet, çünkü en başta kendime inanıyorum. Bu işi severek yapıyorum; severek yapılan her işin başarı getireceğini düşünüyorum. Üretimin gücüne çok inanıyorum. Kendi şarkılarımı yapıyor olmak bence bu piyasada kalıcı olmam için en büyük etken olacak. 

Yerli yabancı olarak kimleri dinliyorsunuz?
Ben her tür müzikte kendime uygun bir şeyler buluyorum. Pop, alternatif, elektronik, caz, sanat müziği, arabesk… Hepsi kendi içinde ayrı ayrı keyifli geliyor bana. Sezen Aksu, Yıldız Tilbe, Sıla’da dinlerim Sagopa Kajmer’de ayrıca Gripin ve Şebnem Ferah’da sevdiklerim arasında... Kibariye’nin yorumundan etkilenmeyen var mıdır mesela? Yabancılarda da Amy Winehouse, Sade, ve çok beğendiğim fado şarkıcısı Mariza.

Cover yapmak istediğiniz şarkı var mı?
Var ama söylemem. (Gülüyor)

Düet yapmak istediğiniz bir isim var mı? Kimle bir düet yapmak istersiniz ve neden o kişi?
Düet yapmak istiyorum diyebileceğim bir isim aklıma gelmiyor ama özellikle farklı müzik türlerinin ve farklı soundların bir arada olduğu düetleri çok beğeniyorum. Belki ilerde öyle bir çalışma yapabilirim.

Piyasada birçok yeni şarkıcı var sizi diğerlerinden ayıran özellik nedir?
Güçlü bir sesim olduğunu düşünüyorum. Özellikle canlı performans konusunda kendime çok güveniyorum. Biraz önce de söylediğim gibi şarkılarımı kendim yapıyorum. Tüm bunlar bir fark yaratır diye düşünüyorum.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Zaman ayırıp bu röportajı okudukları için çok teşekkür ediyorum.

Röportaj: Murat Fırat



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Andaç’ın Hayatını Tarihi Akordeon Değiştirdi.”

Uzun zamandır takip ettiğim yetenekli bir sanatçı var. Sahne Sanatları Opera & Şan eğitimi almış, zamansız şarkılara imza atıyor. Yapmış olduğu çalışmalarla dikkatleri üzerine çekip, adından sıkça söz ettiriyor ve mikrofon kendisine uzatıldığında, hiç çekinmeden mesleği hakkında iddialı açıklamalarda bulunuyor: Adım adım güzel bir kariyer inşa etmek istediğinden bahsederken! Beni en çok etkileyen sözleri ise; “Çocukluğuna özlem duyup, geçmişe yolculuk yaparak aktardığı anılarıydı.” Mesleğinde henüz yolun başında ama basamakları çabuk atlayacağına inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve bu kez sözü mesleğinin ümit veren bir yeteneğine bırakıyorum. En son ne zaman kendine, kim olduğunu sordun. Andaç desem, bize neler anlatırsı n? Sanıyorum 2 sene evveldi. Birçok kişi gibi hayallerim ve bir amacım var. Gerçekleştirmek için de belirlemiş olduğum bir motto, yol var. Ne zaman ki, bu yoldan, yan yollara girmeye başlıyorum; o zaman kendime kim olduğumu soruyor, ne istediğimi, hayallerimi...

Ebru'yla Evliyken Emre'ye Aşıktım

Teoman'ın "Yavaş Yavaş" albümünde İrem Candar'la düet yaptığı "Bana Öyle Bakma" şarkısının sözlerinde "Bana öyle bakma anlayacaklar, ikimize karşı bu dünya bizi anlamayacaklar" dediğinde Ahmet ve Emre gibi birçok Lgbti bireyinin hayatını özetlemişti. İlk görüşte aşka inanır mısınız bilmem ama Ahmet ve Emre ilk görüşte birbirlerine âşık olanlardan, sosyal medya üzerinden tanıştılar ve Ahmet askere gidene kadar hiç ayrılmadılar. Eğer aşk asker de başkaysa bunun asıl sebebi Emre'nin kuşkuya yer vermeyecek derecede Ahmet'te sadık olmasıydı! Sonrasın da ne mi oldu? Askerliği bitirip işe başlayınca Ahmet evlendi hayır yanlış okumadınız! "Toplum Baskısı" yüzünden Ahmet'de evlendi. Tanışma hikayenizi dinlemek isterim? Emre ile sosyal medya üzerinden tanıştık sohbeti çok hoşuma gitmişti belli bir süre sonra yüz yüze görüşmeye karar verdik. Bundan 7 yıl önce bir Ağustos akşamı parka görüşmeye gittim ve nasıl birisiyle karşıla...

"Sınıf arkadaşlarım soyunma odasında taciz ettiler"

Barış ve Yağız'ın hikayesi 4.5 yıl önce sosyal medya aracılığı ile kısıtlı kelimelere sıkışmış samimi bir kaç söz ve gecenin bir yarısı Yağız'ın kapıya dayanmasıyla başladı... Birbirlerine hala ilk günkü gibi aşık olan Barış ve Yağız'la aşk, eşcinsellik, aile hayatları, hiv-aids'in eşcinsel bireylerin lanetiymiş gibi yansıtılmasını kısacası toplumun beyninde aykırı olan her şeyi konuştuk. Ne zaman gay olduğunuzu fark ettiniz? Barış: Altıncı sınıftaydım, bizim sınıftaki bir çocuktan hoşlanmıştım, sürekli onunla bağ kurmaya, konuşmaya hatta oyun oynamaya çalışıyordum. Yağız: Aslında hep farkındaydım, yaşım el verdiğinden bu yana. Lise döneminde kabule geçtim ve daha rahat nefes almaya başladım.  Aileniz cinsel yöneliminizi biliyor mu? Barış: Hayır bilmiyorlar. Annem sanki hissediyor ama konduramıyor.  Yağız: Evet  Babanız sizinle ilgilenmediği için mi böylesiniz? Barış: Hiçbir alakası yok gayet ilgili bir babaydı. Yağız: Aksine fazla ilgili bir ...